26 Eylül 2016 Pazartesi

OSMANLI'DA İLKLER DAĞILMA



OSMANLI'DA İLKLER
  5. Osmanlı Dağılma Dönemi
•   Osmanlıda Fransız İhtilalinden etkilenerek çıkan ilk milliyetçilik isyanıdır.(1804)
•   padişahın yetkileri ilk defa ayanlarla imzalanan Sened-i İttifakla sınırlandırılmıştır. (1808II.Mahmut)
•   Osmanlı devleti ilk denge siyasetini Fransa’nın Mısırı işgali sırasında uyguladı .(1798)
•   Ruyada ilk defa donanmasını Fransa’nın Mısırı işgali sırasında boğazlardan geçirmiştir.
•   Azınlıklara ilk imtiyazlar Bükreş Antlaşması (1812)ile Sırplara verilmiştir.
•   Osmanlılarda bağımsızlığını kazanan ilk azınlık Yunanlılardır.(Edirne Antlaşması 1829)
•   boğazlar ilk defa Hünkar iskelesi (1843)antlaşması ile sorun olmuştur.
•   boğazlar ilk kez Londra Antlaşması (1841) uluslar arası bir statüye sahip olmuştur.
•   Padişahın yanında ilk defa otorite olarak ayanlar kabul edilmiştir .
•   İngilizlere ilk kapitülasyonlar III. Murat devrinde(1578) verildi. Balta Limanı Antlaşması (1838) ile yaygınlaşmıştır.
•   Kapitülasyonların kaldırılması ilk defa Paris Antlaşmasında görülmüştür.
•   İlk resmi gazete takvim-i Vekayi adıyla II.Mahmut tarafından çıkarıldı.(1831)
•   nüfuz sayımı ilk defa 2.MAHMUD ZAMANINDA YAPILMIŞTIR .(1813-ASKERİ AMAÇLI)
•   Tımar sistemi ilk defa II.Mahmut zamanında kaldırılmıştır.
Müsadere (mallara el koyma) usulü ilk kez II.Mahmut tarafından kaldırılmıştır.
•   Polis örgütünün temelleri ilk defa II.Mahmut zamanında atılmıştır.
•   Orta öğretim kurumları ilk defa II. Mahmut zamanında kurulmuştur.
•   İlk öğretim ilk defa II. Mahmut zamanında zorunlu hale getirilmiştir
•   İlk posta örgütü II. Mahmut zamanında kurulmuştur
•   İltizam sistemi ilk defa ıslaha fermanı ile kaldırılmıştır
•   ilk defa tercüme odası ve yabancı dil okulu II. Mahmut zamanında açılmıştır
•   Devlet memuru yetiştiren okullar ilk defa II. Mahmut zamanında kurulmuştur
•   Yurt dışında ilk defa II. Mahmut zamanında öğrenci gönderilmiştir
•   kılık kıyafette ilk değişiklik II. Mahmut tarafından yapılmıştır
•   padişah kendi üzerinde bir gücün varlığını ilk defa Tanzimat fermanı ile tanımıştır (1839)
•   Osmanlılarda ilk kağıt para kaime adıyla Abdülmecit tarafından bastırılmıştır (1844)
•   ilk demir yolu hattı Tanzimat döneminde yapılmıştır (1866)
•   telgraf ilk defa Tanzimat döneminde kullanılmaya başlamıştır (1854)
•   ilk telgraf okulu Tanzimat döneminde açılmıştır
•   laik kanunlar ilk defa Tanzimat ile orta çıkmıştır
•   ilk demir yolu hattı Tanzimat döneminde kurulmuştur (İzmir- aydın hattı)
•   askerlik ilk defa ıslahat fermanı ile bir bedele bağlanmıştır (1856)
•   Osmanlı toprak bütünlüğü ilk defa kırım savaşında (1854) sonra imzalanan Paris antlaşması (1856) ile Avrupalı devletlerin garantisi altına alınmıştır
•   kız öğrenciler ilk kez Tanzimat döneminde okullara alınmıştır
•   Osmanlı devleti ilk dış borcu kırım savaşı (1856) sırasında İngilizlerden almıştır (Abdülmecit dönemi)
•   öğretmen okulları ve mülkiyet mektebi ilk defa Tanzimat döneminde açılmıştır.
•   Osmanlı devleti ilk defa Paris antlaşması (1856)ile Avrupa devleti kabul etmiştir.
•   İlk Osmanlı Anayasası Mithat Paşa bakanlığında bir komisyon tarafından hazırlanmış ve II.Abdülhamit tarafından ilan edilmiştir.(kanun-i esasi-1876)

OSMANLI'DA İLKLER GERİLEME



OSMANLI'DA İLKLER
  4- Osmanlı Gerileme Dönemi
•   Osmanlı devleti ilk defa Pasarofça anlaşması (1718) ile Avrupa’dan geri kaldığını kabul etmiştir.
•   Avrupa örnek alınarak yapılan ıslahatlar ilk defa Lale Devrinde yapılmışlardır.
•   Mimaride ilk kez Avrupa tarzında eserler Lale devrinde inşa edilmiştir.
•   İlk kültürel ıslahatlar 3. Ahmet döneminde yapılmıştır.
•   Avrupa’ya ilk defa Lale devrinde elçiler gönderilmiştir.
•   İlk Osmanlı matbaası İbrahim Müteferrika tarafından kurulmuştur. (1727) (ilk teknik yenilik)
•   Matbaada basılan ilk eser Vankulu adlı lügattir.
•   İlk defa 18. yy da Avrupa’dan askeri uzmanlar getirilmiştir.
•   İlk resmi devlet matbaası 3. Selim döneminde kurulmuştur.
•   İlk kağıt ve kumaş fabrikası Lale Devri’nde inşa edilmiştir.
•   İtfaiye örgütü (tulumbacılar) ilk defa Lale Devri’nde kurulmuştur.
•   İlk çiçek aşısı lale devrinde yapılmıştır
•   İlk geçici elçilikler lale devrinde kurulmuştur
•   Avrupai tarzda ilk askeri ıslahatlar 1. Mahmut döneminde yapılmıştır
•   İlk mühendis okulu 1. Mahmut döneminde kara mühendis hanesi adında kuruldu(1731)Avrupa tarzında açılan ilk okuldur
•   İkinci mühendis okulu 3. Mustafa tarafından deniz mühendis hanesi adıyla kurulmuştur(1773)
•   Kapitülasyonlar ilk defa 1. Mahmut tarafından sürekli hale getirilmiştir. (1740)
•   3. Mustafa döneminde ilk iç borçlanma başlamıştır.
•   İlk defa halkı Türk ve Müslüman olan toprak Küçük kaynarca anlaşması ile kaybedilmiştir. (Kırım)
•   Halifelik kurumunun siyasi bir antlaşmada ilk defa kullanılması Küçük kaynarca Antlaşmasında oluşmuştur.(Son olarak Uşi Antlaşmasında olmuştur.)
•   Rusya’nın Akdeniz’e (sıcak denizlere) açılma imkanı elde ettiği ilk antlaşma Küçük kaynarcadır.
•   Sürat topçuları ocağı ilk defa II. Murat döneminde kurulmuştur.
•   Ortodoksların kuruculuğu ilk kez Küçük Kaynarca ile Ruslara geçmiştir.
•   I.Mahmut döneminde ilk kez Avrupalı birisinin (humbaracı Ahmet paşa )tecrübesinden faydalanarak ıslahat yapılmıştır.
•   Ruslar Küçük Kaynarca ile ilk kez iç işlerimize karışmaya başladılar.
•   Osmanlı Küçük Kaynarca ile ilk defa tazminat ödedi.
•   Rusya ilk kapitülasyonlar küçük Kaynarca antlaşması ile ödemiştir.(1774)
•   Ulu efe alım satım ilk defa I.Abdülhamit tarafından yasaklanmıştır.
•   Avrupa orduları örnek alınarak hazırlanan ilk ordu Nizam-ı Cedit Ordusudur.
•   Avrupa’da ilk daimi elçilikler III.Selim zamanında açılmıştır.
•   Fransızca ilk defa III.Selim döneminde devletin resmi dili olarak ilan edilmiştir.
•   ilk Fransız tercüme bürosu III. Selim tarafından kurulmuştur.
•   Nizam-ı cedit orduları ilk zaferlerini Akkada Napolyon’a karşı kazanmışlardır. 

OSMANLI'DA İLKLER DURAKLAMA



OSMANLI'DA İLKLER
3- Osmanlı Duraklama Dönemi  
•   Osmanlı Devleti’nin doğuda en geniş sınırlara ulaştığı antlaşma Ferhat Paşa antlaşmasıdır. (1590-İran)
•   Şehzadelerin sancağa gönderilmesi uygulaması ilk defa 1. Ahmet zamanında
•   Kafes usulü ilk defa   1. Ahmet zamanında uygulanmaya başlanmıştır.
•   Divan örgütü ilk defa 2. Mahmut tarafından kaldırılıp yerlerine bakanlıklar kurulmuştur.
•   Osmanlı Devleti’nin batıda en geniş sınırlara ulaştığı anlaşma Bucaş anlaşmasıdır. (1672-Lehistan)
•   Osmanlı Avrupa karşısındaki üstünlüğünü Zitvatoruk savaşı (1606) ile kaybetmiştir.
•   Yeniçeri ocağının bozulmaya başladığının fark edildiği ilk savaş Hotin savaşıdır.
•   Yeniçeri ocağını kaldırmaya çalışan ilk padişah Genç Osman’dır.
•   Şeyhülislam’ın yetkilerini ilk kısıtlayan Osmanlı padişahı 2. Osman’dır.
•   Başkenti İstanbul’dan Anadolu’ya  taşımayı düşünen padişah 2. Osman dır
•   Sosyal alanda ıslahat yapan ilk Osmanlı padişahı 2. Osman’dır(saray dışından evlenerek)
•   Devletin kötüye gidiş nedenlerini araştırarak ilk defa rapor hazırlayan Koçi Beydir
•   İsyan sonucu öldürülen ilk padişah 2. Osman (genç Osman) dır
•   İlk Osmanlı bütçesi tarhuncu Ahmet paşa tarafından hazırlanmıştır
•   Asayişi sağlamak amacıyla ilk defa sokağa çıkma yasağı çıkaran padişah 4. murattır
•   Osmanlı devletinin ilk defa uzun bir kuşatma ardından fethettiği yer Girit’tir
•   Osmanlı denizciliği Girit’in fethinden sonra Avrupa karşısında üstünlüğünü kaybetmeye başlamıştır
•   Osmanlı devletinin Avrupa karşısında taarruz gücünü kaybettiği ilk savaş 2. viyana kuşatmasıdır.
•   Günümüzdeki Türk-İran sınırı ilk kez Kasr-ı Şirin anlaşması (1639) ile çizilmiştir.
•   Çeşitli şartlar öne sürerek Sadrazam olan ilk kişi Köprülü Mehmet Paşa’dır.
•   İlk Osmanlı-Rus ittifakı İstanbul anlaşmasıdır. (1724)
•   Osmanlı devletinin Ruslarla imzaladığı ilk anlaşma Bahçesaray anlaşmasıdır. (1638)
•   Osmanlı devleti ilk defa Karlofça (1699) ve İstanbul anlaşması (1700) ile toprak kaybetmiştir.
•   Ordunun başında sefere çıkan son padişah 2. Mustafa’dır.
•   Osmanlıların kaybettiği ilk beylik Erdel Beyliğidir.
•   Osmanlı topraklarının paylaşıldığı ilk uluslar arası anlaşma Karlofça anlaşmasıdır.

OSMANLI'DA İLKLER YÜKSELME



OSMANLI'DA İLKLER
2- Osmanlı Yükselme Dönemi
•   Osmanlı devleti ilk defa tam merkeziyetçi devlet özelliğini Fatih döneminde kazanmıştır.
•   Osmanlı Devleti’nin doğuda imzaladığı ilk antlaşma Amasya Anlaşması’dır. (1555-İran)
•   Havan topu ilk kez İstanbul’un fethinde kullanılmıştır.
•   Vezirler ilk defa Fatih zamanında kul sistemi ile seçilmeye başlandılar.
•   Kubbealtı vezirleri ilk defa Fatih döneminde atanmıştır.
•   Osmanlı Devleti’nin ilk yazılı kanunları Kanunname-i Ali Osman dır.
•   Balkanların fethini tamamlayan ilk padişah Fatih Sultan Mehmet’tir.
•   Fatih kanunnamesi Osmanlıların ilk yazılı kanunlarıdır.
•   Osmanlı’nın ilk altın parasını Fatih bastırmıştır.
•   İlk kapitülasyonlar Fatih tararından Venediklilere verilmiştir.
•   Sadrazamlar ilk defa Fatih zamanında divana başkanlık etmeye başladılar.
•   İpek yolu Fatih’in Kırım’ı fethetmesiyle ilk defa Osmanlı denetimine geçmiştir.
•   İlk defa klasik Türk- Osmanlı mimari tarzı uygulanmıştır.
•   Fatih döneminde Karadeniz ilk defa Türk Gölü haline gelmiştir.
•   Dünyada yivli-setli topraklar ilk defa 2. Beyazid zamanında yapılmıştır.
•   Yeniçerilerin ilk isyanı 2. Murat döneminde Fatih’in ilk hükümdarlığı sırasında meydana gelmiştir. (Buçuktepe isyanı)

OSMANLI'DA İLKLER KURULUŞ



OSMANLI'DA İLKLER
Osmanlı Devleti, 13. yüzyıl sonlarından 20. yüzyılın ilk çeyreğine değin varlığını sürdüren Türk devleti. Anadolu'da kurulmuş, sınırları tarihi boyunca çok değişmekle birlikte en geniş döneminde bugünkü Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya ye Akdeniz'in doğusundaki adaları, Macaristan ve Rusya'nın bazı kesimlerini, Kafkasya, Irak, Suriye, Filistin ve Mısır'ı, Cezayir'e kadar tüm Kuzey Afrika'yı ve Arabistan'ın bir bölümünü kapsamıştır.
1-Kuruluş Dönemi
İlk Osmanlı padişahı Osman bey’dir
•   Osmanlıların ilk başkenti söğüttür
•   Osmanlılarla Bizans’ın yaptığı ilk savaş Koyunhisar savaşıdır
•   Aşiretten beyliğe geçiş ilk defa Osman Bey döneminde olmuştur
•   Osmanlılardan beylikten devlete geçiş ilk defa Orhan Bey zamanında gerçekleşti
•   İlk Osmanlı müderrisi Kayserili Davuttur
•   İlk Osmanlı veziri Alaaddin Paşa dır
•   İlk Osmanlı kadısı Karamanlı Dursun Fakih’tir
•   Osmanlılarda ilk vakıf Orhan Bey zamanında kurulmuştur
•   İlk divan teşkilatı Orhan Bey zamanında kurulmuştur
•   İlk düzenli orduyu Orhan Bey kurmuştur(yaya ve müsellem)
•   İlk defa Orhan Bey zamanında donanmaya sahip olundu
•   İlk Osmanlı medresesi Orhan Bey zamanında İznik’te kurulmuştur
•   Osmanlılar Rumeli’ye ilk defa Orhan Bey in kardeşi Süleyman paşa ile geçmiştir
•   İlk Osmanlı tersanesi Karamürsel de Orhan Bey tarafından kurulmuştur
•   Rumeli’ye ilk geçiş Çimpe kalesinin alınmasıyla gerçekleşmiştir
•   Osmanlıların Rumeli deki ilk üssü Çimpe kalesidir
•   İlk Osmanlı parası Osman Bey tarafından bastırılmıştır
•   Osmanlılara katılan ilk beylik Karesioğullarıdır
•   Anadolu Türk birliğini sağlama faaliyetleri ilk defa Orhan Bey döneminde başlamıştır

ADLİ TIP KRİMİNAL 5




ADLİ TRAVMATOLOJİ
ADLİ OLGUNUN TANIMLANMASI
Yurttaşlık görevlerinden biri de karşılaşılan yasadışı olayları ihbar etme zorunluğudur. Bu zorunluluk sağlık görevlileri için yasal olarak da belirtilmiştir.
TCK nun 530. maddesinde “Hekim, cerrah, ebe yahut diğer sağlık memurları, kişiler aleyhine işlenmiş bir suçla karşılaştıklarında mesleklerinin gerektirdiği yardımı yaptıktan sonra durumu adliyeye veya güvenlik güçlerine bildirmezlerse bu bildirimin yardımcı oldukları kişinin takibata uğramasına yol açacağı haller hariç olmak üzere beşbindörtyüz liraya kadar hafif nakit para cezasına mahkum olurlar.” demektedir. (Para cezaları KHK’ler ile her sene arttırılmaktadır). Burada hekimin üzerine düşen en önemli görev kişiye gerekli tıbbi yardımı yaparken olgunun adli bir olgu olup olmadığını da tespit etmek ve adli olgu olduğu kararına vardıktan sonra hiç zaman geçirmeden emniyet güçlerine haber vermektir. Aynı kanun maddesinde gözden kaçırılmaması gereken diğer bir nokta ise eğer emniyet güçlerine haber verdiğimizde eyleme maruz kalmış kişi hakkında takibat yapılacak ise, yani şahıs aynı zamanda suçlu ise haber verme zorunluluğumuz ortadan kalkmaktadır. Bu nokta suçlu olanların da hekime müracaatlarını sağlama açısından önemlidir. Başka bir deyişle kişi suçlu da olsa sağlık hizmetlerinden faydalanmasını engellemek kişilik hakkına yapılan bir saldırıdır ve anayasamıza göre suç teşkil etmektedir.
ACİL SERVİSE VEYA SAĞLIK OCAĞINA MÜRACAAT EDEN OLGULARDAN :
1- HER TÜRLÜ ATEŞLİ SİLAH VE PATLAYICI MADDE İLE OLAN YARALANMALAR,
2- HER TÜRLÜ KESİCİ, KESİCİ-BATICI (KESİCİ-DELİCİ) , BATICI (DELİCİ), KESİCİ-EZİCİ VE EZİCİ ALET YARALANMALARI,
3- TRAFİK KAZALARI, DÜŞMELER, DARP OLGULARI VE İŞ KAZALARI,
4- İNTOKSİKASYONLAR (İLAÇ, İNSEKTİSİT, BOĞUCU GAZLAR),
5- YANIKLAR (ALEV, KIZGIN CİSİM, YAKICI-AŞINDIRICI MADDE),
6- ELEKTRİK VE YILDIRIM ÇARPMALARI,
7- SİNDİRİM KANALINA ORAL VEYA ANAL YOLDAN YABANCI MADDE GİRMESİ,
8- MEKANİK ASFİKSİ OLGULARI
A- TIKAMA, TIKANMA,
B- ASI, ELLE VEYA İPLE BOĞULMA,
C- KARIN – GÖĞÜS TAZYİKİ,
D- DİRİ GÖMÜLME,
E- SUDA BOĞULMA
9- HER TÜRLÜ İNTİHAR GİRİŞİMLERİ,
10- İŞKENCE İDDİALARI,
11- TÜM CİNAYET, İNTİHAR, KAZA ORİJİNLİ OLDUĞUNDAN KUŞKULANILAN ÖLÜMLER

ADLİ TIP KRİMİNAL 4



TARİHÇE
Suçluların incelenmesi işlemine psikolojik profil çıkarmanın geniş olarak kabul edilen ilk uygulanması, 1956’da New York’un “Çılgın Bombacısı”George Metsky’nin Psikiyatr Dr. James A. Brussel tarafından yapılan tariftir. Suç sahnelerinin psikanalitik bir yorumu ve bombacının mektuplarını inceleyerek Brussel bazı tahminlerde bulunmuştur. Bunlar arasında, kilolu, orta yaşlı, ve kız veya kardeşi ile yaşayan, çift sıra düğmeli takım elbise giymekte olduğu da vardır. Her ne kadar bombacı, Brussel’in tarifi polise vermesinden bir kaç yıl sonra devam etse de, iyi bir dedektiflik çalışması ile yakalandığında, Metsky kıyafetinin detaylarına kadar tanıma uyuyordu.
Tarifteki bu başarıya rağmen, inceleme amacıyla psikolojik profil çıkarma olanakları 1970’lerin sonlarına kadar daha sistematik bir şekilde belirlenmemişti. Bu yenilik niteliğindeki çalışma, FBI Davranış Bilimleri Ünitesi’ni teşvik etmiştir. FBI temsilcileri adli laboratuarda yeni gelişmelerin kaydedildiğini gittikçe daha çok farkına varmışlardır. Fakat, yine de, üretmekte oldukları bulgular bir yönden sınırlıdır. Adli bilgi bir olguyu gerçekten perçinleyebilir, fakat bu delilin sadece bir şüpheli veya halihazırda tutuklanmış/hapiste biri olması durumunda bir değeri bulunmaktaydı. Benzer nedenlerle, daha spesifik bir öneriye ihtiyaç duyulduğu ve davranış bilimcilerin oynayacağı rolün çok önemli olduğu kabul edilmiştir.

ADLİ TIP KRİMİNAL 2



Klinik Adli Psikoloji
1909 yılında William Healy ilk mahkeme kliniğini oluşturmuştur. Adolesan (Juvenil) adalet sistemi daima, ceza değil, rehabilitasyonu vurguladığından, adolesanlara (juvenillere) psikolojik müdahale doğal bir başlangıç noktasıdır. 1914 yılında, ilk yetişkin mahkeme kliniği kurulmuştur ve yakın zamanda da çoğunluğu psikiyatristler olmak üzere, ruh sağlığı çalışanları rutin olarak adli vakaların değerlendirme ve tedavisini sürdürmeye başlamıştır.
İşledikleri suçlar madde kötüye kullanımı ve diğer psikolojik problemlerden kaynaklanan adolesan (juvenil) ve yetişkin suçlular ya daha ağır bir ceza olan hapis cezası yerine ya da hapisten çıkış sonrası ayaktan tedavi için sevk edilmiştir.Bazı ruh sağlığı kliniklerinde saldırganların tedavisi için özel programlar oluşturulmuştur. Mahkemeler bu kişilerin gösterdiği gelişmeler hakkında bilgi istemeye başlamışlardır.Hapisten iyi hali nedeniyle salıverilmiş/tahliye edilmiş suçluların da hapishaneye geri dönmeleri veya tahliye durumlarının devam etmesi geniş ölçüde tedavinin gidişatına göre belirlenmekteydi.
Psikologların toplum tarafından bağımsız bir uzmanlık olarak geniş olarak kabul görmesi durumu televizyon ve film dahil olmak üzere medyanın bütün şekillerinde kendini göstermiştir.
Adli ölçme: Klinik ve adli yaklaşım arasındaki ayrım
Klinik psikologlar, psikiyatristler ve diğer ruh sağlığı uzmanları hastalarını görüşme, psikolojik test, bazen aile ve hastane ve okul kayıtlarından alınan bilgiler ve önceki terapistlerden alınan bilgiler yoluyla değerlendirirler. Değerlendirmeyi takiben bir tanı konur.
Klinik uygulama yapanlar, ayrıca hastalarını dinlemek ve hastanın belirtileri ve anlattıklarını geçerli olarak kabul etme yönünde bir yaklaşıma sahiptirler. Yalan söyleme, abartma ve hasta taklidi yapma klinik uygulamada karşılaşılan durumlardır, fakat vurgu teşhis ve tedaviye yönlendirmedir.

ADLİ TIP KRİMİNAL 1



ADLİ TIP KRİMİNOLOJİ
Cinayet suç kapsamı içindeki en üst noktadaki şiddettir. En büyük suçtur. Ancak her geçen gün artması korkutucu bir boyuttur. Cinayetlerin o andaki öfkeye yenilerek meydana geldiği olgular ya da kendini savunabilmek için yapılan bir davranış sonrası öldürme gibi kategorileri planlanmış ve tasarlanarak işlenen cinayetlere göre daha az korkutucu ve dehşet uyandırıcıdır. Cinayetlerin tasarlanmasının bir üst aşaması da bir çok cinayetin tasarlanarak işlenmesidir. Bu da seri cinayet ismini almaktadır. Cinayeti işleyen kişi yakalanamadığı her olayda daha da cesaretlenmekte ve daha fazla sayıda cinayet işlemektedir. Şiddetin dozu da artmaktadır.
Dürtü bazında suç sınıflandırması kılavuzu cinayetleri dört ana gruba ayırır. (Crime Classification Manual)
Cinai Yatırım Cinayeti =) Maddi hedefler için cinayet işlemek zorunluluğu doğmuştur. Bu para, eşya, yer, destek gibi kişi için değeri olan herhangi bir şey olabilir. Bu kategori; sözleşmeli cinayet, çete cinayeti, rekabet cinayet, çocuk/adam kaçırma cinayeti, rüşvet almak için cinayet, ilaç cinayeti, bilinçsiz minor nedenli ölüm (kişisel kazanç cinayeti, ticari kazanç cinayeti) ve ağır suç cinayeti (gelişigüzel ve durumsal ağır suç cinayeti) diye alt gruplara ayrılabilir.
Kişisel Nedenli Cinayetler =) Birbirini tanımayan kişi ya da kişilerin kişisel agresyonu ile cinayetle sonuçlanan durumdur. Bu cinayet, maddi kazanç veya seks güdümlü gerçekleşme ve herhangi bir grup tarafından da onaylanmaz. Burada altta emosyonel bir çatışma yatar ve bu suçluyu öldürmeye iter. Bu kategori =) erotomani-güdümlü ölüm veya aile içi cinayet şeklinde (kendiliğinden (spontan) veya kurgulanmış aile içi cinayet), tartışma/çatışma cinayeti, otorite cinayeti, intikam cinayeti, non-spesifik nedenli cinayet, siyasi düşünce ölümü (politik, siyasi, ırksal, sosyoekonomik), acıma/kahramanlık cinayeti ve tutsak cinayeti şeklinde bölünebilir.

ADLİ TIP KRİMİNAL 3



Suç nedir? Suçlu kimdir?
Michael ve Adler (1933) suçun yasal tanımını “ Suçun en kesin ve en az belirsizlik içeren tanımı onun ceza kanunu tarafından tarafından yasaklanan davranış olduğudur. ” şeklinde yapmışlardır. Ayrıca “ suçluları suçlu olmayanlardan ayırt etmenin en kesin yolu suçlu bulunma ve bulunmama işlemidir’ şeklinde bir kategorizasyona gitmişlerdir. Suçun tanımı farklı zamanlara ve farklı toplumlara göre farklılık gösterebilir. Bu da, evrensel tanımlar kullanan araştırmacıların işini güçleştirmektedir. Bu açıdan son yıllarda ortak tanımlar üzerinde birleşilmeye başlanmış ,bu da çalışmaların anlaşılmasını kolaylaştırmıştır.
Kriminoloji bilimi suç ve suçlu davranışlarını araştırma amacıyla çalışmaların yapıldığı bilim dalıdır. Başlangıcından itibaren çalışmaların büyük oranda suçlu popülasyonu üzerinde olduğu gözlenmektedir. Pratikte, uzun yıllardır kriminologlar cezaevindekiler ile araştırma yapmışlar; cezaevi araştırmalar için uygun bir örneklem sağlamıştır. Ancak, cezaevindekilerin sadece suçlu bulunanlardan bir örneklemi oluşturduğu ve kanunu ihlal eden bütün kişileri temsil etmedikleri unutulmamalıdır.
Suç kavramının genişletilmesi
“Suç, ceza kanununun ihlali yönündeki, savunma veya mazeret olmaksızın yapılan ve devlet tarafından ağır veya hafif suç olarak cezalandırılan kasıtlı bir harekettir”.
Edwin Sutherland işadamları ve uzman kişilerin meslek yaşamları boyunca işledikleri suçları beyaz yakalılar suçu olarak tanımlamıştır. Sutherland, yanlış reklam yapma, anti-tröst faaliyeti, emek/işçi sınıfı ilişkileri ve patentlerin, telif hakları ve patent haklarının ihlali konusunda mahkemelerin ve komisyonların aldıkları kararlar hakkında 70 tane büyük şirkette araştırma yapmıştır. Bu tip ihlaller konusunda 547 karar alınmıştır. Ancak, bu kararlardan sadece 49’u ya da % 9’u mahkemeler tarafından alınmıştır. Sutherland, geri kalan kararların işaret ettiği davranışların aslında suç davranışı olduğunu gösterme girişiminde bulunmuştur.

AKTARLAR DA SATILMASI YASAK 38 BİTKİ


Sağlığa Zararlı Ürünlere Yasak Geldi!

Sağlık Bakanlığı tarafından aktarlarda satılan bazı bitkilere ve bunlardan elde edilen bitkisel ürünlere satış yasağı getirdi. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından tehlikeli olduğu gerekçesi ile toplamda 38 adet bitki ve ürünlerinin satışını yasakladı.
Aktarlarda satışan ancak bilinçsiz bir şekilde kullanılması sonucunda kişilerde zehirlenme, damar tıkanıklığı ve hatta ölüme kadar giden tehlikeleri sonuçların görüldüğü açıklandı. 

BİTKİSEL CİLT BAKIMI



Cilt Tipine Göre Beyazlatma Yöntemleri

Cildinizin tipine göre diğer beyazlatma yöntemlerine bakacak olursak;
Yağlı ciltler için cilt beyazlatma: Papaya, bal, Süt ve Süt tozunu karıştırarak Macun haline getirin Yüzünüze sürüp birkaç dakika bekledikten sonra yüzünüzü yıkayın Cildiniz daha açık renk gözükecektir Yumurta beyazını yüzünüze sürün
Kuru Ciltler için cilt beyazlatma: Eşit miktarlarda salatalık suyu ve balı yüzünüze ve bütün vücudunuza sürün 15 dakika bekledikten sonra yıkanın
Koyu renk koltuk altları ve ense bölgesi için cilt beyazlatma: Eşit miktarlardaki limon ve salatalık suyunu çay kaşığının 1/8′i kadar Zerdeçal tozu ile karıştırarak koltuk altlarınıza ve ensenize sürün 20 dakika bekledikten sonra ılık su ile durulayın.

Doğal Yöntemlerle Cilt Rengini Açma

Pirinçle cildi beyazlatma
Cildin rengini açan en önemli madde pirinçtir. Pirinç suyu ıslatıldığında çıkan beyaz su bunun kanıtıdır. Pirinç içinde yer alan maddeler cilt rengini açmakla kalmaz. Aynı zamanda kalıcı bir berraklık verir.
Cilt rengini açmak için hazır halde satılan pirinç unundan faydalanabilirsiniz. Bir miktar pirinç unu ve kıvama gelecek şekilde ılık suyu karıştırıp yüzünüze uygulayın. Yarım saat sonra cildinizin daha beyaz ve pürüzsüz olduğunu göreceksiniz.
Limonla cildi beyazlatma
Cilt rengini asidik özelliğinden dolayı açan başka bir üründe limondur. Her gün yatarken cildinizde bir miktar limon gezdirin. Yıkamadan uyuyun ve sabah kalktığınızda cildinizin ne kadar beyazladığını görün. Limon sürdükten sonra ışığı kapatın ve karanlık bir ortamda bulunun. Asit ışıktan etkilenirse leke bırakabilir.
Salatalıkla cildi beyazlatma
Salatalık suyu kendi başına kullanıldığında lekeleri geçirdiği gibi cilt rengini de açar. 1 adet salatalık kabukları soyularak rendelenir ve suyu yüzün tamamına sürülür. 30 dakika sonra yıkanır. 1 hafta boyunca her gün kullandığınızda cildinizdeki değişimleri görebilirsiniz.
Yumurta akı ile cildi beyazlatma
Yumurta akı cilt rengini açmak ve gözenekleri sıkılaştırmak için kullanılır. Sarısından ayırdığınız yumurta akını hızlı bir şekilde çırparak köpüklü hale getirin. Üstü köpüklü hale gelince cildinize yedirin. 30 dakika bekletin ve durulayın. Yüzünüz daha aydınlık ve beyaz görünecektir.
Ihlamurla cildi beyazlatma
Ihlamur bitkisinin şifası sadece organlarımıza etki etmez. Güzellik konusunda da ıhlamur bitkisi kaynatılarak kullanılabilir. Bir miktar ıhlamur bitkisi kaynatıldıktan sonra pamuk yardımı ile cilde sürülür. Ihlamur suyunu ılık sürmeye özen gösterin. İçine bir dilimde limon sıkarsanız etkisi daha kuvvetli olacaktır. Hazırlanan karışımı 3 gün kullanabilirsiniz. Her gece yapılması uygundur.
Domates ile cildi beyazlatma
Domates akne lekelerini geçirdiği gibi cildi asit etkisiyle birlikte beyazlatır. Bir adet domates rendelenip cilde sürülürse cildiniz kaşınmaya ve yanmaya başlar. Bu domatesin cilde etki ettiğinin habercisidir. Domatesi bir miktar unla karıştırırsanız beyazlatma işlemi daha çabuk gerçekleşir. 15 dakika sonra yıkayarak cildinizden arındırmalısınız.

BURÇLAR VE TAKINTILARI NELERDİR?



Burçlar ve takıntıları

Her insanın kendisine özgü takıntısı bulunmaktadır. Kişiden kişiye değişen bu takıntıların burçlarla ilgisi olduğunu biliyor muydunuz? Aynı burca sahip olan insanların aynı takıntıları olduğuna hiç dikkat etmediyseniz bundan sonra dikkat edebilirsiniz.

Şimdi sizlere bütün burçların takıntılı oldukları özellikleri tek tek açıklayacağız. Sizde kendi burcunuzun ve takıntılı özelliklerinin neler olduğunu kontrol edebilirsiniz.

Koç burcu takıntıları

* Kışın başına şapka, bere takmadan sokağa çıkmaz.
* Kapalı bir yerde uzun süre duramaz.
* Araba kullanırken hız yapmaktan kendini alıkoyamaz.
* Sinirlendiğinde kafasını bir yere toslamadan duramaz.

Boğa burcu takıntıları

* Arabaya binsin veya eve girsin mutlaka kapısını kitler.
* Onlarca hatta yüzlerce çanta ve cüzdanı vardır ve hepsinin içinde üç beş kuruş mutlaka bulunur.
* Parfüm sürmediği bir saat bile yoktur.
* Çiçeksiz duramaz.
* Kahkülsüz duramazlar.
*Pembe, yeşil mavi turkuaz takıntıları meşhurdur.

65 YAŞINDA YÜRÜYEREK DÜNYA TURU




Dünya turu için Çin'den yürüyerek yola çıkan Japon uyruklu Takashita Sokichi, Çorum'un Osmancık ilçesine ulaştı.
Yürüyerek dünya turu yapmak üzere 1 Temmuz 2013'de Çin'den yola çıkan Sokichi (65), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5 aylık süre zarfında Çorum'a ulaşatığını söyledi.
Hedefinin İstanbul'a ulaştıktan sonra Avrupa'ya geçmek ve oradan da önce Afrika'ya, sonra da Güney Amerika'ya gitmek olduğunu anlatan Sokichi, turunu, 2015 yılının Haziran ayında Kolombiya'da tamamlamayı planladığını ifade etti.
Asya'dan Amerika kıtasında kadar yaklaşık 15 bin kilometre yol kat edeceğini belirten Sokichi, Türkiye'den Avrupa'ya geçeceğini ve İspanya'ya kadar yürüyerek gittikten sonra gemi ile Cebelitarık Boğazı'ndan Afrika'ya geçeceğini söyledi.
Hedefinin, Güney Amerika ülkesi olan Kolombiya olduğunu belirten Sokichi, daha sonra da Arjantin'e kadar yeni bir yürüyüşe başlamayı hedeflediğini kaydetti.
Yürüyerek dünya turunu tamamladığında, uzun yıllardır hayal ettiği rüyasını gerçekleştirmiş ve oldukça iddialı bir iş başarmış olacağını dile getiren Sokichi, şöyle konuştu:
"Bu benim rüyam, en büyük iddiamdır. Hedefim tek başıma bütün dünyayı yürüyerek gezmek. Aylardır yollardayım, birçok ülkeden geçtim. Günlerce uyumadan, yolculuğuma devam ettim. Yorulduğumda çadırımda çok az uyuyorum. Bazen çok soğuk oluyor, üşüyorum ama hedefime ulaşmak için buna katlanıyorum. Yolculuğumun en güzel zamanı Türkiye'de geçiyor. Türkleri ve Türk çayını seviyorum. Onlar da beni, Japonları sevdiğini belirtiyorlar. Çünkü iki ülke arasında sıkı bir dostluk var."
"Türkiye'de herkes beni misafir etmek, bir şeyler ikram etmek istiyor" diye konuşan Sokichi, "Bu da benim yolculuğumun güzel yanı. Güzel dostlar ediniyorum ve onların fotoğrafını çekiyorum. İstanbul'dan Yunanistan'a geçeceğim. Sonra İtalya, Fransa, İspanya ve Cebelitarık üzerinden Fas'a gideceğim. Afrika turundan sonra da Kolombiya'ya gidip Güney Amerika turu yapacağım" ifadelerini kullandı.

PETROLÜN TÜKENMESİNE SENELER KALDI; PEKİ SONRA NE OLACAK?



Dünyanın önündeki en büyük problemlerden birisi kuşkusuz tükenen enerji kaynakları. Birçok savaşın sebebi, birçok dengenin temel unsuru petrol, 21. yüzyılda tükenecek. En az 3 bin ürünün doğrudan, binlerce ürünün de dolaylı olarak hammaddesini, katkı maddesini oluşturan bu ürünün bitmesinin de, dünyanın tüm dengelerini değiştirecek bir etki yaratacağı şüphe götürmez.
Türkiye için konuşmak gerekirse, 1950 yılında fosil yakıtların (petrol, doğal gaz ve kömür) ülke içi toplam üretimdeki payı %2, tüketim içerisindeki payı %2,5 düzeylerindeydi. 2008 yılına gelindiğinde ise sırasıyla üretim ve tüketim payları %19,8 ve %97,2 şeklinde olmuştur. Karşımızdaki sorunun ciddiyeti bu oranla çok rahat anlaşılabilir.
Birçok sektörü derinden etkileyecek, tüketim alışkanlıklarını değiştirebilecek radikal yeniliklere yol açabilecek bu ciddi olay ne zaman gerçekleşecek?
Petrol ne zaman bitecek?
Günümüzdeki verilere göre, günde ortalama 85 milyon varil petrol tüketiliyor. Bu tüketim oranı ise, her yıl artarak ilerliyor.
1996 yılı rakamlarına göre; kömürün 235 yıl, petrolün 43 yıl, doğalgazın ise 66 yıl sonra tükeneceği tahmin edilmekteydi. Günümüz öngörüleri ise, 1940’lı yılları işaret ediyor. Yeni keşfedilen rezervler, çıkarılması yüksek teknoloji ve maliyet gerektiren bilinen rezervler ise son günün tarihini değiştiren faktörlerden.

MİDE KANSERİ



Mide kaburgaların altında karnın üst bölgesinde yer alan içi boş büyük bir organdır. Yiyecekler ağızdan özefagus (yemek borusu) aracılığıyla mideye ulaşırlar. Midede yiyecekler sıvı hale dönerler. Sıvı hale gelmiş yiyecekler ince bağırsaklara hareket ederler ve oradan da diğer sindirim aşamalarına devam edilir. Mide kanseri hızlı seyreden ve yayılan bir kanser türüdür. Genellikle bir ülser şeklinde başlar. Mide kanseri çevre organ ve lenf bezlerini etkileyebilir. Direk komşulukla, lenfatik yolla, kan yoluyla ve karın içinde ekim yoluyla yayılabilir. Mide tümörü, midenin dış tabakasının içinden büyüyerek pankreas, özefagus veya bağırsak gibi çevre organların içine doğru uzanabilir. Mide kanseri hücreleri kan yoluyla karaciğer, akciğerler ve diğer organlara yayılabilir.
Kanser hücreleri ayrıca lenfatik sistem aracılığıyla vücuttaki tüm lenf bezlerine yayılabilir. Mide kanserine dünyanın her bölgesinde rastlanmakla beraber bazı bölgelerde daha sıktır. Japonya, Malezya, Şili, İzlanda bu bölgelerden bazılarıdır. Birçok ülkede erkeklerde kadınlara oranla iki kat daha fazla görülür. En sık görüldüğü yaşlar 50-60’lı yaşlardır. Ayrıca düşük sosyoekonomik düzeyli toplumlarda sıklık yükselir. Dünyada kansere bağlı ölümlerde ilk sırada yer almaktadır. ABD’de yemek alışkanlıklarında ve çevresel faktörlerdeki düzenlemeler ile yedinci sıraya düşmüştür. Özellikle Japonya’da mide kanserine bağlı ölüm oranları gerek erken tarama ve gerekse halkın bu konudaki duyarlı olması nedeniyle çok azalmıştır. Beslenme alışkanlığında tuzlu ve tütsülenmiş yiyeceklerin yer alması nedeniyle mide kanseri Japonya’da yüksektir.
Risk Faktörleri :
Mide kanserinin tam sebebi bilinmemektedir. Mide kanseri için kabul gören risk etkenleri şunlardır:
Yaş: Mide kanserli hastaların çoğu 72 yaş veya üzerindedir.
Cinsiyet: Erkeklerde kadınlara göre daha fazla gelişmektedir.
Irk: Asya ve Afrika toplumunda Amerikan toplumuna göre daha fazla görülmektedir.
Diyet: Risk faktörleri arasında en çok araştırılmış olan diyettir. Tütsülenmiş, tuzlanmış, turşuya basılmış veya aşırı tuzlu yiyeceklerden zengin yiyecekleri yiyenlerde mide kanseri gelişme riski artmaktadır. Diğer taraftan taze sebze meyvelerin yenilmesi, yüksek doz C vitamini alımı, sarımsak, yeşil çay bu hastalığa karşı koruyucu olabilmektedir.
Helikobakter pilori (HP) infeksiyonu: HP genelde midede yaşayan bir bakteri çeşididir. HP infeksiyonu mide iltihabı, mide ülseri ve mide kanseri riskini artırmaktadır, fakat bu bakteriyle enfekte olan kişilerin sadece çok küçük bir kısmında mide kanseri gelişir. HP infeksiyonuna karşı antikorların varlığında mide kanseri riskinin 6 kat artığı tespit edilmiştir. İnfeksiyon, kanser riskini artırmasına rağmen, kanser bulaşıcı değildir. Mide kanserli bir kişiden bu hastalığı kapmazsınız.
Sigara: Sigara içenlerde içmeyenlere göre mide kanseri gelişme riski daha fazladır.
Belli sağlık problemleri: Midede iltihaba ve diğer problemlere sebep olan durumlar da mide kanserine sebep olabilir:

TÜRKİYE'YE GENEL BAKIŞ



Türkiye’nin Kıyı Uzunlukları Nedir?

Türkiye, kıyıları adalar dışında 8.333 km uzunluğunda olan ve her biri farklı ekolojik özelliklere sahip Karadeniz, Akdeniz, Marmara ve Ege denizleri ile çevrilidir. Marmara Denizi bir iç deniz özelliğindedir; Karadeniz’deki kıyı uzunluğu 1.700 km, Ege Denizi’ndeki, adalar dışında, 2.805 km, Akdeniz kıyıları ise 1.577 km’dir.
Türkiye’nin Sınır Uzunlukları Türkiye’nin Sınırları
Türkiye, 26o-45o doğu boylamları ile 36o-42o kuzey enlemleri arasında yer alır.

DEPREM ÖNCESİ VE SONRASI YAPILMASI GEREKENLER...


DEPREM ÖNCESİNDE
  • Öncelikle yaşadığınız yerleşim biriminin deprem tehlikesi hakkında doğru bilgileri ilgililerden öğrenin.
  • Aile bireyleri arasında olağanüstü bir durumda nasıl davranacağınızı konuşun.
  • Her odada üzerinize bir şeyin düşmeyeceği sağlam bir yer seçin.
  • Yere yatma, başını koruma ve bir şeye tutunmayı öğrenin ve çocuklarınıza da öğretin.
  • Kitaplık, yüksek mobilya gibi kolay devrilebilir eşyalar ile ağır eşyaları duvarlara veya döşemeye sıkıca bağlayın, tablo, gardrop gibi eşyaları sabitleştirin ve üzerinize devrilmeyecek şekilde yerleştirin.
  • Mutfak dolapları gibi kırılabilecek eşyalarınızı koyduğunuz dolaplarınıza sağlam kilitler takın.
  • Olağanüstü birdurumda hemen kullanabileceğiniz el feneri, radyo ve yedek pilleri, ilkyardım çantası ve gerekli ilaçlarınızı, iş eldivenini önceden çantaya koyup, kolayca ulaşabileceğiniz bir yerde bulundurun.

VİDEOLAR




YOUTUBE  İNTRO VİDEOM



ANTİKACILIK ANTİKA VE ALIMI…


Antika, maddi değeri olan eski eşya demektir. Bir eşyanın ya da sanat yapıtının “antika” sayılabilmesi için yaşlı olmasının yanında az bulunur özellikte olması gerekir. Ne var ki her eski eşya da antika sayılmaz.
Antikalar ünlü bir kişiye ya da belli bir tarihsel döneme ait olabilir. Yalnızca iyi korunmuş eşyalar da zamanla antika değeri kazabilir. Bunlar resim ya da heykel gibi sanat yapıtları, mobilya ya da kap kaçak gibi ev eşyaları olabilir. Bazı insanlar yalnızca güzel buldukları, bazıları ise sonradan değerleneceğini bildikleri için koleksiyonlar oluştururlar. Aradan uzun zamanın geçmesiyle bu koleksiyonun parçaları birer antika özelliği kazanır. Antikalar ender bulundukları için değerlidir.
Antikalar yapıldıkları yer ve zamana göre adlandırılabilir. Bir İngiliz antikası, Kral George ya da Kraliçe Victoria dönemlerinde yapıldığı için onların adıyla anılabilir. Bir Fransız antikası XV. Louis ya da Napolyon dönemiyle ilişkilendirilebilir. 12. yüzyıl Anadolu Selçuklu rahlesi yapıldığı dönem, 16. yüzyıl İznik çinisi yapıldığı yerden dolayı özel değer taşır. Bir eşyanın antika sayılabilmesi için yapıldığı yerin ve zamanın kanıtlanması gerekir. Pek çok eşyada hangi fabrikada yapıldığını ya da hangi ustanın elinden çıktığını belirten bir işaret bulunur ve bu durumda eşyanın antikalığı kuşku götürmez. Üzerinde işaret bulunmayan antikaların nerede ve ne zaman yapıldığını ise, uzmanlar malzemesine, modeline, renklere ve yapımındaki ustalığa bakarak anlayabilirler.

BENİM HAYATIM YÜRÜMEK

Jean Beliveau
Belivau-attorno-al-mondo
                Yürüyüş yapmak biz insanoğlunun milyonlarca yıldır gerçekleştirdiği bir eylemdir. İlk zamanlarda bunu eşya taşımak, daha etkin enerji kullanmak gibi sebeplerle yapmış olsak da ilerleyen zaman içinde sıcak iklimlere ulaşmak, seyahat etmek, haber taşımak, arkadaşlarımızı ziyaret etmek, spor, sağlıklı yaşam, kilo vermek veya sadece kafamızdaki sorunlardan uzaklaşmak gibi bir çok farklı sebeple yürümeye devam ediyoruz.
Peki benim bu durumda konumum ne? Bu sorunun cevabı ve en büyük sebebi ise mesleğimden kaynaklanan durumum sanırım… Emekli Asker (Retired Soldier), Komando(Ranger), İz Sürücü (Stalker) olmam en büyük etken …
Macerayı sevmem, Yeni yerler Görme İsteğim, Kimsenin Gitmediği Yerleri Görmek Arzum, İçimde Genlerimde Bulunan Kaşiflik Özelliim, Özgür Bir Hayat (Free Life) Tarzım Olması…
Ancak Üzüldüğüm Bir Nokta… Yuvamız Olan Dünyanın, Biz İnsanlar Tarafından Kendi Evimizi Yıktığımız, Tarumar Ettiğimiz, Yaşanmaz Bir Hale Getirdiğimizi Görmem… Yakında Bu Bu Ev Dünya Yaşanmaz Bir Hale Gelecek…
DOĞA İNSANSIZ YAŞAR AMA İNSAN DOĞASIZ ASLA
işte bu yüzden yürümek İstiyorum… Bir Farkındalık Oluşsun Diye… Yoksa İnsanlar, Gelecekte Bir Yuva Bulamayacak…
Sayılarla Yürüyüş
– Ortalama yürüme hızı saatte 5 kilometredir. (km/saat)
– Şehirdeki ortalama bir blok yaklaşık 200 adım mesafeye sahiptir. (s)
– 20 dakikalık veya kabaca 2,000 adımlık bir yürüyüş yaklaşık 1,5 km mesafeyi kapsar.
– Dünya’nın çevresi yaklaşık 40.075 km ve ortalama yürüyüş hızı ise yaklaşık 4 km’dir. Bir insanın Dünya’nın çevresini yürümesi için hiç durmadan 417 gün yürümesi gerekir.
– Dünya çevresindeki en uzun yürüyüş eski bir neon-tabelası satıcısı olan Jean Beliveau tarafından yapılmıştır. 64 ülke geçerek toplam 75.000 km (evet yetmiş beş bin kilometre) yol yürümüştür. Bu yolculuk Jean’ın 11 senesini almıştır.

İNSAN VÜCUDU ve LİMİTLERİ NELERDİ?


Beynimizin depolama kapasitesi ne kadardır?
1.Beynimizin depolama kapasitesi ne kadardır?
100 Terabyte
Northwestern Üniversitesi’den psikolog Paul Reber “İnsan beyninde yaklaşık 100 milyar nöron bulunuyor. Bu nöronların her biri ortalama 1000 bağlantı kuruyor ve bu da yaklaşık 1000 potansiyel sinaps anlamına geliyor. Verilerin depolandığı bu sinapsların toplam sayısına baktığımızda 100 trilyon veri noktasına yani kusursuz işlenen bu bağlantılar beyinde 100 TB’lık bir depolama alanına ulaştırıyor.”
2. Vücudumuzun dayanabileceği en yüksek ateş kaç derecedir?
Vücudumuzun dayanabileceği en yüksek ateş kaç derecedir?
41 Derece
Prof. Ahmet Karadeniz “Ateşin yükselmesi vücudun doğal bir savunma yöntemi. Genel olarak vücudun ısısının yükselmesiyle birlikte bakterilerin optimum yaşama ısıları değişir. İstedikleri ısıyı bulamadıkları için de ölürler. Ama ateş 42 dereceyi bulduğu zaman insanın kendi vücut proteinleri de yumurta akının katılaşması gibi bozulmaya başlar.”
3. Kulaklarımızın erişebileceği en hassas ses düzeyi kaçtır?
Kulaklarımızın erişebileceği en hassas ses düzeyi kaçtır?
100 000 Hertz
İnsan kulağı 20 Hertz(R&B konserindeki bas gitar) ile 20 000 Hertz(sivrisinek vızıltısı) arasındaki sesleri duyabildiği düşünülüyordu fakat su altındaki dalgıçların işitme testlerini yapan bir araştırmacı dalgıçların 100 000 Hertz’e kadar ki frekansları algılayabildiğini gördü. Araştırmacıya göre ses, kafa kemikleri üzerinden titreşim halinde direk beyne ulaşıyor.
4. Sadece su içerek kaç gün aç kalınabilir?
Sadece su içerek kaç gün aç kalınabilir?
56 Gün
Vücut ağırlığınızın yüzde 30’unu kaybedin, her an ölebilirsiniz, ama açlıktan önce olasılıkla bir hastalık yüzünden.
Dünyada doktorlar bir insanın aç kalarak ama su içerek 56 güne kadar yaşayabildikleri konusunda hem fikir. Vücudumuzdaki yağ miktarı, metabolizma hızı, hava sıcaklığı ve kararlılık bu sürede en belirleyici etkenler.
5. Koşarak ulaşabileceğimiz en yüksek hız ne kadardır?
Koşarak ulaşabileceğimiz en yüksek hız ne kadardır?
100 Metre / 9.48 Saniye
Kısa mesafe koşucusu Usain Bolt 2008’deki olimpiyatta 100 metreyi 9.58 saniyede koşunca ‘Bir insanın ulaşabileceği en yüksek hız bu mudur?’ sorunu merak eden araştırmacılar elde ettiği sonuçlar çerçevesinde bir gün birinin 100 metreyi 9.48 saniyede koşabileceği sonucuna ulaştılar.
6. En yüksek kan kaybı sınırı yüzdesi nedir?
En yüksek kan kaybı sınırı yüzdesi nedir?
%40
Kanınızın yüzde 30’u akıp gitse de yaşarsınız. Yüzde 40’a ulaşırsa acil kan nakline ihtiyacınız olur.
7. Alabileceğimiz en yüksek kilo ne kadardır?
Alabileceğimiz en yüksek kilo ne kadardır?
635 Kg
Obezite merkezinde doktor olan Gregg Kai Nishi ” Normal bir insan 5G kuvvete dayanabilir sonraki kuvvetlerde bayılır. Bu da 350 kg ağırlığında olmaya denktir. Bunun üstüne çıkan insanlar genelde yaşamıyor.”
Gelmiş geçmiş en kilolu insan olarak kayıtlara geçen Jon Brower Minnoch yaşayıpta 635 kiloya çıktığını görmüş tek insan. 1983 yılında 42 yaşında hayata gözlerini yummuştur.
8. Su içmeden kaç gün yaşayabiliriz?
Su içmeden kaç gün yaşayabiliriz?
7 Gün
Bir çok kaynakta “Avustralyalı bir genç 1 Nisan 1979 da tutuklanmış, hücreye konulmuş ve 18 gün orada unutulmuş. Bulunduğunda susuzluk ve açlıktan ölmek üzereymiş.” bilgisi mevcut. İngilizce kaynaklara baktığımızda gencin susuzluğunu gidermek için duvardaki fayanslarda biriken nemi yalayarak hayatta kalmayı başardığı söz konusu.
Günde kaybettiğiniz yaklaşık bir litre suyu yerine koymazsanız, bir haftadan fazla dayanamazsınız.
9. Oksijen desteği olmadan çıkabileceğimiz en fazla yükseklik ne kadardır?
Oksijen desteği olmadan çıkabileceğimiz en fazla yükseklik ne kadardır?
8.848 Metreden Biraz Fazla
Dünyanın en yüksek dağı olan 8.848 metrelik Everest’in zirvesine tırmanma denemeleri bir çok kez haberlere konu olmuş ve bu başarıya ulaşanların geneli oksijen desteği alarak amaçlarına ulaşmıştır.
1981’de 14 bilim adamı oksijen desteği olmadan Everest’e tırmanmaya çalıştı. Ama içlerinden sadece ikisi zirveye ulaşma başarısı gösterdi. Vardıkları sonuç bir insanın irtifa toleransı Everest’in yüksekliğinden sadece biraz fazla.
10. Gözlerimiz ayırt edebildiği en fazla renk sayısı kaçtır?
Gözlerimiz ayırt edebildiği en fazla renk sayısı kaçtır?
1 Milyondan Fazla
Ortalama bir insan gözü yaklaşık 900 bin rengi ayırt edebiliyor. Tetrakromat denen ve insanoğlunun son bin yıldaki en büyük evrim aşaması olarak gösterilen özelliği (tetrakromasi) sahibi insanlar, dört renk tayfında yani normal bir insandan daha fazla renk görüyorlar. Bunun sebebi de gözde normal insanda üç olan yerine dört tane yüksek duyarlıklı ışık alıcısı hücre tipi bulunması.
Şimdiye kadar iki veya üç kişi potansiyel tetrakromatlar olarak tanımlandı. Eğer üç daireyi de aynı renkten noktalarla dolu görüyorsanız normalsiniz. Farklı bir şey (örneğin her dairenin içinde farklı renklerde harfler) görüyorsanız tetrakromat olabilirsiniz.