Suç nedir? Suçlu kimdir?
Michael ve Adler (1933) suçun yasal tanımını “ Suçun en kesin ve en az belirsizlik içeren tanımı onun ceza kanunu tarafından tarafından yasaklanan davranış olduğudur. ” şeklinde yapmışlardır. Ayrıca “ suçluları suçlu olmayanlardan ayırt etmenin en kesin yolu suçlu bulunma ve bulunmama işlemidir’ şeklinde bir kategorizasyona gitmişlerdir. Suçun tanımı farklı zamanlara ve farklı toplumlara göre farklılık gösterebilir. Bu da, evrensel tanımlar kullanan araştırmacıların işini güçleştirmektedir. Bu açıdan son yıllarda ortak tanımlar üzerinde birleşilmeye başlanmış ,bu da çalışmaların anlaşılmasını kolaylaştırmıştır.
Kriminoloji bilimi suç ve suçlu davranışlarını araştırma amacıyla çalışmaların yapıldığı bilim dalıdır. Başlangıcından itibaren çalışmaların büyük oranda suçlu popülasyonu üzerinde olduğu gözlenmektedir. Pratikte, uzun yıllardır kriminologlar cezaevindekiler ile araştırma yapmışlar; cezaevi araştırmalar için uygun bir örneklem sağlamıştır. Ancak, cezaevindekilerin sadece suçlu bulunanlardan bir örneklemi oluşturduğu ve kanunu ihlal eden bütün kişileri temsil etmedikleri unutulmamalıdır.
Suç kavramının genişletilmesi
“Suç, ceza kanununun ihlali yönündeki, savunma veya mazeret olmaksızın yapılan ve devlet tarafından ağır veya hafif suç olarak cezalandırılan kasıtlı bir harekettir”.
Edwin Sutherland işadamları ve uzman kişilerin meslek yaşamları boyunca işledikleri suçları beyaz yakalılar suçu olarak tanımlamıştır. Sutherland, yanlış reklam yapma, anti-tröst faaliyeti, emek/işçi sınıfı ilişkileri ve patentlerin, telif hakları ve patent haklarının ihlali konusunda mahkemelerin ve komisyonların aldıkları kararlar hakkında 70 tane büyük şirkette araştırma yapmıştır. Bu tip ihlaller konusunda 547 karar alınmıştır. Ancak, bu kararlardan sadece 49’u ya da % 9’u mahkemeler tarafından alınmıştır. Sutherland, geri kalan kararların işaret ettiği davranışların aslında suç davranışı olduğunu gösterme girişiminde bulunmuştur.
Bunu, suçun tanımını genişleterek yapmıştır. Sutherland’a göre bu tanım iki şeyi içine almaktadır: ‘bir hareketin sosyal açıdan zararlı olarak yasal tanımı ve söz konusu hareket için verilecek cezanın yasal açıdan oluşması ’ Bu tanıma göre, pratikte suç olarak işlem görmeseler de, şirketlerin bu geri kalan davranışları suç teşkil etmekteydi.
Sutherland, suçun tanımındaki sınıf önyargısına işaret etmektedir . Beyaz yakalılar hem yakalandıklarında daha yumuşak muamele görmekteydi hem de bu tip suçluların çoğu asla hemen tutuklanmamaktaydı. Ayrıca, eğer kriminologlar dikkatlerini genel olarak yapılan suç tanımı ile sınırlı tutarlarsa çalışmaları bir tip sınıf önyargısı içerebilir. Ayrıca, sözü edilen suçlar ve suçlular resmi suç istatistiklerinde nadir olarak yer aldıklarından kriminologlar tarafından da göz ardı edilme olasılıkları daha fazla olacaktır.
Ayrıca, Tapan ( 1947) mahkum edilmiş suçluların bütün suç işleyenleri temsil etmeyeceğini öne sürmektedir. Bunun nedeni, suçluların bulunması, aleyhlerine dava açılması ve haklarında hüküm verilmesindeki seçici işlemlerdir. Ayrıca, “mahkum edilmiş suçlular gerçekte kanunları ihlal etmiş olanlara en yakın kişileri temsil etmektedirler ve bu nedenle de çalışmanın odağı olmalıdırlar” Birini (ya da bir şirketi) bir suçtan mahkum edilmedikçe suçlu diye belirlemek yanlış olur.
Ancak, Tappan’ın görüşü anahtar niteliğinde bir sorun içermektedir: mahkum edilmiş suçluların ceza kanununu bile ihlal edenleri temsil etmeme olasılığı olabilir ve bu suçlular hakkında genellemeler yapma girişiminde bulunanlar için ciddi bir problem oluşturabilir. Kanunu ihlal edip yakalanmamış olanların, kişinin kendi beyanlarına dayanan araştırmalar aracılığıyla (self-report studies) bulup çıkarılması girişiminde bulunulabilir. Ayrıca, bu şekilde kanun uygulayıcıları ve cezai adaletin işleyişlerine bakılarak hangi yönlerden seçici olduklarını tespit etme girişiminde bulunulabilir.
İnsan hakları ihlali olarak suç
Herman ve Julia Schwendinger (1970) suçu tanımlama yolu olarak yasal kurallardan çok temel insan haklarını (örneğin, kişisel güvenlik) belirleme yaklaşımı içerisindeydiler. Bu yazarlara göre, suçun tanımı kaçınılmaz olarak politiktir. Devletçe tanımı yapılan, kanuna tıpatıp riayet eden suç yaklaşımını kabul edenler belli bir devlet, statüko ve hizmet ettiği menfaatlerin işine yarama riskini almış olurlar. Örneğin, belli grupların insan haklarına saldırıda bulunulduğu 1930’ların Nazi Almanyası’ndaki bir kriminoloğun konumu buna iyi bir örnektir. İnsan hakları bakış açısından, devlet suçu tanımlayan bir otorite değil, suçun faili olarak kabul edilebilir.
Bir sosyal yapı olarak suç
Eğer suç ceza kanunu tarafından belirleniyorsa, bunun nasıl ortaya çıktığı sorusu araştırılabilir. Ceza kanunun kendisi de sosyal olarak, özellikle sosyal, ekonomik ve politik olarak oluşturulduğu göz önünde bulundurularak incelenebilir. Bu bakış açısından suç, çeşitli güç derecelerindeki amillerin faaliyetlerinin sonucu olarak, belli tarihsel koşullar ile tanımlanır.
Eğer ceza kanunu sosyal bir yapı olarak inceleniyorsa, suç ve suçlu da bu şekilde incelenebilir. Bazı hareketler ve kişiler cezai adalet sistemi tarafından olası adaylar arasından suçlu olarak nasıl belirlenmişlerdir? Bu bakış açısından, suç ve suçlu üzerinde, geleneksel yaklaşımdan çok daha farklı bir şekilde odaklanılmaktadır. Örneğin, ırk, sınıf veya cinsiyetin kişinin bir suçun şüphelisi durumuna gelmesi üzerinde ne gibi bir etkisi olduğu gibi sorular sorar. Bu yaklaşım suçlu hale getirme (criminalization) süreci ile ilgilidir. Böyle bir yaklaşım, kuralları kimin ihlal ettiğinden çok kimin koyduğu, kimin zorunlu kıldığı üzerine odaklanır.
Bu yaklaşımın başlıca odak noktası suçlu hale getirme (criminalization) süreci olduğundan suçlunun ilk hareketini, anlamını ve arkasındaki nedenleri ihmal edebilir. Suçlu hale getirme (criminalization) çalışmasının geleneksel cezai adalet sisteminin ve çoğu kez de kriminolojinin dikkatinden çoğu kez kaçan alanların (çocuk istismarı, aile içi şiddet, beyaz yakalı suçu ve işkence, ortadan yok olmalar, etnik temizlik ve soykırım gibi devlet suçları) çalışılması ile desteklenmelidir. Belki de, tartışmalarda çoğu kez birbirleriyle karıştırılan üç soruyu ayırt etmek yararlı olacaktır:
Suç nedir?
Suçlu kapsamına ne girmelidir?
Kriminoloğun çalışma kapsamına ne girmelidir?
Bu sorular çağdaş kriminolojide hala önemli bir yer tutmaktadır ve özellikle politik olarak radikal bir konumdan çalışan ve beyaz yakalı suçu gibi alanlarda çalışanlar tarafından sıklıkla yeniden gündeme getirilmektedirler. Kriminoloji her geçen gün kriminalistik yöntemlerle birlikte en çabuk gelişen ve dinamik bilim dalı olma özelliği göstermektedir.
Aile içi şiddet son döneme damgasını vurmuş bir olaydır. Aslında eskiden beri var olmasına karşın son dönmelerde aile şiddetin çok yüksek oranlarda yaşandığı ortaya çıkmıştır. Aile içi şiddet fiziksel, cinsel ve duygusal istismar boyutlarında görülebilir.
Fiziksel veya duygusal istismar başlamadan önce, suçlu çok kibar görünebilir, sonradan ortaya çıkan duygu, sahip olma duygusu ve hoşlanmak yerine kıskançlıktır. Dostlarının veya kız arkadaşının yaşamlarını her yönü ile kontrol altına almayı dener, kıyafetlerini seçmek, kendisinden uzakta geçirdiği zamanı kısıtlamak gibi istismarcı koca ya da erkek arkadaş, kurbanını küçük düşürebilir, görünüşüne kusur bulur, becerisini annesi ya da başarılı bir profesyonel gibi eleştirir. Kadın ilişkilerinde içerde veya dışarıda hangi rolde olursa olsun, kadına güven duyduğu, değer verdiği hissini verir. Kadını dengeden uzak tutabilse, kendi de daha fazla güç bulacaktır.
Bazı zamanlarda sevecen ve hassas, bazen de kızgın ve şiddetlidir, değişken ruh hali en başarılı olduğu şeydir. Partneri hiçbir zaman hangisi ile birlikte olduğunu bilemez, onun davranışlarından bir kısmından korkar ve tiksinir, diğer yanına ilgi gösterir ve onun gösterdiği özenle iyileşir.
Kontrolünü arttırmak için, kurbanını ekonomik olarak ona bağımlı hale getirir. Eğer ortada birde çocuk varsa işi daha da kolaydır, çünkü kadın kendine ve çocuğa tek başına bakabilmeyi göze alamaz. Eğer terk ederse, açıkça veya gizlice çocuğunu kaçıracağını, onu/onları hiçbir zaman göremeyeceğini ve onu/onları adamdan koruyamayacağı korkusu vardır. Çok korkutulmuş annelerin, evden kaçarak sığınma evlerine kaçtığına dair, bir çok dava vardır. Ancak istismarcı hakları için dava açtığında, problem daha da büyümektedir. Düzenlerinin kaybolması yanı sıra ekonomik sıkıntılarda kadını çok zor durumda bırakmaktadır.
Böylece, aile içi istismara uğrayan kurbanlar, sığınma evinde bile eşlerinin baskısından kurtulamayabilirler. Burada bile istismarcıları/takipçileri tarafından aynı sistemle yine kontrol altına almaya ve onun yaşamında varlığını sürdürmeye kadının fiziksel olarak evden kaçmasına rağmen devam edecektir. Üzülerek, neden bazı kurbanların, sonsuz bir yasal savaş için parasal kaynaklarının olmaması nedeni ile ya boş verip daha fazla istismar ile karşı karşıya gelmek pahasına geri döndüklerini veya çaresizlikten gözden kaybolarak, işini, aile ve arkadaşlarını terk ettiklerini sormak kolaydır.Ama koşulların kadının lehine olmadığını da belirtmek gerekmektedir.
İstismarcı bir ilişki devam ettiğinde suçlu, kurbanın ailesi ve arkadaşları içinde gittikçe artan bir tehlike oluşturacaktır ve kendisinden ayrı geçirdiği zamanlar için kıskançlığı arttıkça artacaktır. Kadın arkadaşları ve akrabalarını görmekte, kavga etmemenin mümkün olacağı bir noktaya gelecek, eğer dövüldüyse ve izleri görünüyorsa, başkalarını görmekten utanacaktır.
Bazı durumlarda istismarcı kurbanından her anının bir kaydını tutmasını ister. Bazıları arabasının kilometresinin hesabını tutar, hatta kurbanının parasını sayar, kurbanın yaşamının en ince ayrıntısın kadar onu yönetir, onu tümüyle kontrol etmeye çalışır. İstismarcı bu ilişkide bağımlılıklarının gerçek nedenini kabul etmez, tam olarak bağımlı olduklarını bile kabul etmez, davranışlarındaki herhangi bir sorumluluğu kurbanına yansıtır.
Kontrole ihtiyaç duymalarını, ya iyi bir koca olmak ya da kendi doğruları olarak görürler. Onun kafasında, eğer kurbanın yaptığı yanlış bir davranış olmasa şiddet ortaya çıkmayacaktır, çünkü o davranışları ile başa çıkmada başarısız olacak ve kontrolünü kaybedecektir.
Böyle bir ilişkide kadın kaçarsa, bundan sonraki enerjisini ve gücünü onu geri döndürmek için harcayacaktır; öncelikle çekici olmaya çalışır, kadını kazanmak için çiçekler ve hediyeleri kullanır veya kadın onu kararlı bir şekilde terk ettiyse kızgınlık gösterecektir.
Tüm istismarcılarda, bir kadının kendilerini terk ettiğinde, oldukça tehlikeli durumlar yaratacak kadar kişilik bozukluğu vardır. Kendi yetersizlik ve empotansına yenik düşerek, kadının onu terk etmesi ve kontrolü ele almaya çalışmasına öfke duyar, terk edilmekten korkar ve öç alma yoluna gider.
Yaşamında kendini güçlü ve kontrolde hissettiği yegane yönünü kaybetme tehdidi altındaki istismarcı çaresizliğini büyütür. Ona ben sahip olmazsam, kimse sahip olamaz gibi şeyler söylerler. İstismarcı ihtiyacı olanı vermekteki kadının isteksizliğini algıladığında kendisini engellenmiş hisseder, daha fazla usandırıcı ve tehditkar olur ve alışılmış abartılı davranışlarını zorlamakta devam eder. Eğer kurban bu aşamada onu yaşamından çıkarmayı denerse, o ilişkide kontrolü sağlamak için öfkelenecek ve hakkını alabilmek için son çabayı gösterecektir.
Kadın istismarcıyı terk ettiğinde iki şey görülür, gözdağı ve daha fazla şiddet, rollerini sürdürürlerse de, bu zaten vardır. İstismarcının tehditkar olmasının nedeni, kurbanın gidişatı değiştirmesidir. O oyunda değişiklik yapılmasından hoşlanmaz ve kadının oyunu değiştirmesinden de hoşlanmaz.
İstismarcının kadına sahip olmak için öldürmekten başka çaresi kalmadığında bunu yapar, ancak başka gidebileceği yeri yoktur, bu nedenle sıklıkla kendini de öldürür.
Takip edilmek, kurban için uzun süreli uğraşması gereken ve önceden tahmin edilemeyen korkunç bir durumdur. Diğer aile içi suçlardan farklı olarak burada kurban ve suçlu dakikalar, saatler, günler yerine yıllarca iç içedirler. 20 yıl – veya belki yirmi gün – sabah kalktığında; “Bu gün mü beni dövecek ” veya “Bu gün mü çocuklarımı öldürecek” diye düşünmek, gittiği her yerde, etrafında onu görmeye alışmak korkunç yıpratıcı bir süreçtir.
O,pencerenin dışında durmuyorsa, çocuklara yemek yaparken sizi seyretmiyorsa bile, kadın onun oralarda bir yerde olduğuna ve izlediğine inanır.İlginç olanda gerçekten saldırgan bir şekilde onu izlemektedir. Her telefon çaldığında karşıda sessizlik de olsa o telefonun saldırgandan olduğu ve taciz telefonu olduğu bilinir. Kadınla ilgili derlenmiş bilgilerden ve poliçelerden oluşan bir posta gelebilir veya onun etrafta olmadığından emin olunan bir yerde kadının çekilmiş bir resmi gelebilir. Belki saldırganı, polise şikayet etmekle tehdit etmek mümkündür. Bu onu bir süre sakinleştirebilir, ancak bu onun hala beklemediğinin seyretmediğinin garantisi değildir. İstatistiksel olarak elinde olmadan o geri dönecektir.
Yaşananların bir sonucu olarak, kurbanların çeşitli sorunları olabilir; depresyon anksiyete atakları, fiziksel güçsüzlük, uzun süreli öfke, stres, korku, çaresizlik gibi duygular, gece kabuslarına hatta postravmatik stres bozukluklarına neden olabilir.
Tecavüze uğrayan kurbanların tecavüz travma sendromu gibi, gözetim altında kalanlar kendilerine karşı tekrarlayan ve tahmin edilemez kişisel terör ile bağlantılı olarak sürekli stres altında ve travmatize olmaktan etkileneceklerdir.
Gözetlenen kurban için yapacağı ilk iş bir yetkiliye ulaşmaktır. Kurbanın şikayet sonrası prosedürlerden haberi olması gerekir. Bir çok olguda erken müdahale çok önemlidir.Bir uzman “Gözetlemenin erken dönemlerinde alınan pozitif sonuç geç dönemlerine göre daha iyidir. Eğer biri sizi açıkça şiddetle tehdit ediyorsa, seçme şansınız oldukça dardır.” Demiş ve eklemiştir; “Belki de en doğrusu yargı gücü ile suçlunun alıkonmasıdır. Fakat geri döndüğünde içerde geçirdiği zaman için daha da öfkelenecek ve başka kızgınlıkları olacaktır.”
Herhangi bir aile içi şiddet olayında istismarcıyı kurbanından sürekli ve tamamen ayırmadan, şiddetin devam etmesi ve yenilenmesi potansiyeli vardır. O zaman bile, o başka kurbanlarla istismarcı davranışlarına devam edecektir.
Olay yeri incelemesi suçun ortaya çıkarılmasında temel rol oynayan ögelerden birisidir. Kanunlar temelde suçu fiziksel kanıtın olayla ilişkilerini tanımlayarak ortaya çıkarmaktadır.
Olay yeri incelemesi veya dökümantasyonu olay yerine varmadan önce dikkatlice düşünülüp sistematik bir şekilde yürütülmelidir. Eksiksiz bir tutanak ve soruşturma mahkemede sonradan kanıt olarak kullanmak için çok önemli bir belgedir. Olay yerinde ceset hareket ettirilebilir ve eşyalar kaydırılabilir; bu nedenle ceset keşfedildiği andan itibaren görsel ve yazılı tutanak tutulması önemlidir. Olay yeri incelemesinin nerede sonlandığını söylemek zordur ancak belgeleme çoğunlukla ceset morga taşındığında bitmiş olur; uygun durumda vücudun bulunduğu konumun fotoğrafları çekilir.
Teknolojinin ilerlemesi ile bugün olay yeri incelemesi geçmişe göre çok daha kolay ve doğru yapılabilmektedir. Böylece daha kesin değerlendirme yapılabilmekte ve olayların yeniden canlandırılması tatmin edici olmaktadır.
Olay Yeri Dökümantasyonu
Kapsamı:
· Notlar (yazılı veya dikte edilmiş) ve Fotoğraf (olay yeri dökümantasyonunun en önemli kısmıdır.)
· Video-kayıt, planlar ve taslaklar (sıklıkla kullanılır)
· Bilgisayar destekli programlar ve sanal gerçeklik
Bir dizi yardımcı araç, genel veya özel durumlarda kullanım için mevcuttur. Beden şemaları, odaların sınırlarını gösteren krokiler, araçlar vs. rapor yazarken hafızaya yardımcı olurlar. Diktafon, ölçüm araçları, anında çekim yapan fotoğraf makinesi ve portatif video kamera not almayı etkin kılan araçlar olarak rol oynarlar.
Olay yerinde not almak için diktafon kullanmanın birçok avantajı vardır; işlem daha hızlıdır, notlar daha ayrıntılı tutulabilir ve eğer yağmur veya başka nedenlerden dolayı ortam ıslak ise yazma problemi ortadan kalkar. Eğer sese duyarlı diktafon kullanılırsa, eller serbestçe çalışılabilir. Bu da güvenlik gereği merdivende veya başka bir konumda araştırmacı iki eliyle tutunmak zorunda kalabilir. Teyp kayıtları daha sonra çözümlendiğinde, çözümlenmiş tutanak teyple bir kez daha karşılaştırılarak orjinal dikte edilmiş notlara uygunluğu tarih ve imza ile onaylanır. Bu noktada bir uyarı eklemekte yarar vardır. Olay yerinde diktafon kullanımı uygun olsa da diktafon ve pillerin çalışır durumda oldukları kontrol edilmelidir. İkinci olarak, olay yerini terk etmeden önce öykünün tatmin edici şekilde kaydedildiğini kontrol etmek gerekir.
Ölçüm araçları basitten fazlaca gelişkin olanlara kadar değişkenlik içerir. Ekipmanın önemli bir parçası metre ya da mezuradır. Araştırmacı yalnız çalışacaksa ultrasonik mezura daha uygun olabilir. Dikkatli kullanıldığı takdirde ultrasonik mezura 20 metreye kadar olan uzunluklarda oldukça doğru ölçüm sağlar. Bazı aletler, ultrasonik dalgaları yansıtabilen yüzeylerin araya girmesi nedeniyle yanlış sonuç verebilir.
Anında çekim ve basım yapan digital fotoğraf makinesi ve video cihazı aynı gün içinde ilgili taraflar ve diğer araştırmacılar tarafından görülebilen kayıt sağlamakta çok faydalıdır. Özellikle materyallerin zarar görmesi veya çevreyi zararlı yapılardan temizlerken yok edilmesi ihtimali varsa kanıtları ilk bulunduğu durumları ile kayıt altına almak yararlıdır. Bu tür fotoğraf ve kayıtların kalitesi değişkendir ve profesyonel standartta yapılan video kayıt ve fotoğrafların yerini tutamazlar, sadece tamamlayıcıdırlar.
İlk olarak, olay yerinin sınırları içerisinde korunması ihtiyacının olup olmadığına karar verilmelidir. Olanak olduğu kadar en geniş alanla başlamak ve eğer gerekirse onu daraltmak en uygunudur. Bir olayda birden fazla olay yeri olabileceği ihtimali de aynı zamanda akılda tutulmalıdır.
Her bir personel önlük, eldiven ve galoş giymelidir. Galoşlar bir odadan diğerine kanı taşıyarak veya özelliğini bozarak ve ayakkabı izinin üstüne basarak araştırmacıyı korumayacaktır. Özel üretilmiş galoş tipi ayakkabı izinin olay yerinde bulunma ihtimali çok küçük tesadüftür.Her bir kontamine olmuş koruyucu elbise olay yeri incelemesinden sonra atılmalıdır. Modern, çok hassas analiz teknikleri olay yerini kasıt olmaksızın kontamine edebilir. Araştırmacı sigara içmemeli ve külünü olay yerine bırakmamalıdır. Araştırmacının elbisesi olay yerine lif dökmemeli, şüphelinin kanları yıkayabileceği yer olan lavabodaki artık maddelerde kan izi olabilir. Bu yüzden lavaboların kullanımı yasaklanmalıdır.
FİZİKSEL DELİLLE ORTAYA ÇIKABİLEN BULGULAR
Fiziksel-delil, kanıt izlerinin belirlenmesi, fiziksel delil raporundan yola çıkarak gelişmelerin yerli yerine oturtulması ve kanıt örnekleri arasında ortak bir çıkış noktasının bulunması ile ilgilidir. Her türlü adli tıp soruşturmasında amaç kriminal olgunun çözülmesine yardımcı olacak bilgiyi sağlamaktır. Fiziksel-delil analizi ve yorumu bir dizi farklı tipteki bulguyu ortaya çıkartabilir. Bunları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz :
1. Corpus Delicti Üzerine Bulgular: Corpus delicti (kelime anlamıyla “suçun vücudu” bir suçun işlendiğini gösteren önemli delillerin varlığına işaret eder.) Alet izleri, kırık kapı ve pencereler, dağıtılmış odalar ve kaybolmuş eşyalar bir hırsızlık olayının gerçekleştirilmiş olduğunu gösteren önemli fiziksel delillere örnektir. Bir cinayet olgusunda ise kurbanın kanı, bir silah ya da parçalanmış elbiseler fiziksel delilin önemli parçalarıdır.
2. Modus Operandi Üzerine Bulgular: Birçok suçlunun, birbirinden farklı özellikler taşıyan, kendisine ait bir “modus operandi”si yani bir çalışma metodu (ÇM) vardır. Fiziksel delil bu çalışma metodunun belirlenmesine yardımcı olabilir. Örneğin, bir hırsızlık olgusunda içeriye girmek için kullanılan yollar, gereçler, çalınan eşyaların çeşidi ve örneğin idrar gibi olay yerinde suçlunun bıraktığı izlerin hepsi büyük önem taşır. Kundaklama olgularında, yangının yayılması için kullanılan maddelerin çeşidi ve yangının hangi yolla çıkarıldığı kundakçının çalışma biçiminin ya da başka bir deyişle “imzasının” ortaya çıkarılmasına yardımcı olan fiziksel delillerdir. Ayrı olarak incelenen olgular, dikkatli bir ÇM belgelemesiyle birbirine bağlanabilir.
3. Şüpheliyle Kurban Arasında Bağlantı Kurulması: Fiziksel delilin, kurulmasına yardımcı olduğu en önemli bağlantı budur. Sıklıkla kullanılır. Özellikle cinayet olguları için önem taşır. Kan, saç ve giysi iplikleri kurbandan saldırgana geçebilir. Şüphelinin sahip olduğu silahla kurban arasında, örneğin tabancadaki kurşunların karşılaştırılması ya da bıçakta bulunan kan örneği analizi yoluyla, bir bağlantı kurulabilir. Saldırgandan kurbana delil transferi de olasıdır. Şüphelilerin giysilerinin ve diğer eşyalarının titizlikle incelenmesi delillerin ortaya çıkarılmasında önem taşır. Kurbanların ve eşyalarının da aynı şekilde incelenmesi gerekir.
4. Kişiyle Suç mahalli Arasında Bağlantı Kurulması: Bu bağlantı da yaşamsal önem taşır ve kurulmasına fiziksel delil analizi önemli rol oynar. Parmak izleri ve eldiven izleri, kan sperm, kıllar, iplik, toprak, kurşun, kovan, alet, ayak, ayakkabı, tekerlek izleri ve suçluya ait objeler suç mahallinde bırakılan delillerdir. Suçun özelliğine göre, farklı çeşitteki deliller suç mahallinden götürülmüş olabilir. Kayıp bir eşya bunun en tipik örneğidir, ancak çift taraflı bir delil arama süreci şüpheli, kurban ya da bir tanıkla suç mahalli arasında bağlantı kurulmasını sağlayabilir.
5. Tanık ifadesinin Desteklenmesi ya da Çürütülmesi: Fiziksel-delil analizi suça tanık olduğu iddia eden kişinin güvenilir ya da yalan söylüyor olduğunu ortaya çıkartabilir. Kazaya sebebiyet vermiş ve sonrasında kaçmış bir aracın tarifine uygun bir araç sahibi buna bir örnek teşkil edebilir. Arabanın tamponunun incelenmesi sonucunda kan izlerine rastlanabilir. Sürücü arabadaki bulguların bir köpeğe vurmuş olmasından kaynaklandığını söyleyebilir. Yapılan kan testleri ise kanın bir köpeğe mi yoksa bir insana mı ait olduğunu ortaya çıkaracaktır.
6. Şüphelinin Kimliğinin belirlenmesi: Şüphelinin kimliğinin belirlenmesinde kullanılan en iyi delil parmak izidir. Olay mahallinde bulunan parmak izlerinin ardından yapılan kimlik tespiti şüphe götürmez. Burada kullanılan kimlik tespiti ifadesi aslında “kimliklendirme” anlamına gelir.
7. Soruşturmanın Önünün Açılması: Fiziksel-delil analizi, soruşturmanın sonuç almasına doğru yönelmesine yardımcı olabilir. Örneğin, bir vurup kaçma olayında, aracın boyasından geriye kalan küçük bir parça araştırılması gereken araç sayısı ve çeşidini sınırlandırabilir.
Adli tıp analizinde yapılması gereken işin önemli bir kısmı şüphelenilen ve bilinen bulgular arasında karşılaştırma yapmaktır. Örneğin bulguların kimliklendirme derecesine bağlı olarak, kişi ve fiziksel delil arasındaki bağlantıyla ilgili farklı sonuçlara varabilir.
Şüphelenilen ve bilinen bulgular karşılaştırıldığında, üç aynı sonuç ortaya çıkar:
(1) Karşılaştırılan bütün özellikler birbirine uygundur. Bu durumda, ortak bir çıkış noktası olasılığı vardır (ya da fiziksel görünüşün tarife ve parmak izlerini birbirlerine tıpatıp uyduğu durumlarda kanıtlanabilir).
(2) Bulgular birbirlerine uymaz. Bu durumda, ortak bir çıkış noktası bulma şansı ortadan kalkar. Dışarıda bırakılan bulgular kişi ve fiziksel delil arasında bir bağlantının var olmadığını kanıtlar. Bu tür bulgular soruşturmanın ilerlemesine yardımcı olur.
(3) Bazı olgularda bulgular, sonuç veren bir karşılaştırma yapabilmek için yetersiz kalır. Böyle bir durumda ise, bulguların sınıfsal özellikleri göz önüne alınır, ancak ortak bir çıkış noktasının varlığı olasılığı üzerine bir sonuca varılamaz.
Çocuklar saldırganlar için en kolay kurbanlardır. Doğalarının gereği meraklıdırlar, yetişkinler tarafından kolayca yönlendirilebilir ve etki altına girebilirler, sevgi, şefkat ve ilgiye açtırlar, ailelerinden bağımsız olduklarını iddia etme merakındadırlar ve yetişkinlere uymayı düşünürler.
Diğer bazı suçlarda olduğu gibi, çocuklara karşı suç işleyenlerde bir istismar çemberi sunarlar. Onlar kendileri de çoğunlukla istismar kurbanları olmuşlardır, onların genç kurbanları da, sırası geldiğinde ya geleceğin saldırganları veya diğerleri tarafından kronik kurbanlar olacaklardır.
Bazı pedofililer, diğer seks suçluları gibi, bir eylem planı yapmak için azami zaman ve enerji harcarlar. Diğerleri bir fırsat buluncaya kadar kısmen zararsız kalabilirler. Örneğin, utangaç, korkak, sosyal duygu ve becerileri olmayan, kişiler arası iletişimi hatalı yönlendirilmiş biri; oyun parkında oyun oynayan bir çocuğa, gözünü dikip bakan ve hatta onun fotoğraflarını çeken birisi, hemen dikkatimizi çeker ve tüyler ürpertici bir durum gibi görünür. Fakat o böyle bir topluluktan çocuğu çalmayacak ve kız ya da erkek onu birlikte götürmeye yeltenmeyecektir. Çünkü yakalanabileceğinden ve çevredeki erişkinlerin durumu anlamasından korkmaktadır. Ancak yalnız bulursa çocuğa yönelik bir davranışta bulunacaktır.
Aynı şekilde saldırgan ilgi duyduğu kızın davranışlarının ailesi veya diğer bir yetişkin akrabası tarafından izlenmesi ve orada veya bir yere girerken ailesinin arabadan baktığını görürse hiçbir şey olmayacaktır. Başka bir açıdan, eğer çocuk yalnız görünüyorsa o anda adam ani bir hamle ile çocuğu içeri çeker, kapıyı kapatıp korkunç bir suç işleyebilir. O ana kadar, fantezilerini bir gün gerçekleştirebilecekmiş gibi görünmez. Fakat durum veya pozisyon kendiliğinden ortaya çıkarsa, o da yapar. Çocuk suçluları etkileyicidirler ve avantajlarını kullanırlar. Onlar kurbanlarından daha büyük ve daha güçlüdürler. Meslek olarak polis memuru, öğretmen veya memur gibi saygın konumda olabilirler. Kız ya da erkek, çocuğun duygularını ilgiyle uyandırarak ve ardından ailesinden ya da diğer çevresinden ayırmak tehdidi ile yönlendirirler.
Genel de deneyimli, görmüş geçirmiş suçlu ;, zayıf, duyguya ihtiyacı olan kurbanını tespit edecektir. Bundan dolayı, aileler için en önemli tek savunma stratejisinin, çocuklarına özgüven ve saygıyı öğretmektir.
Çocukları, yabancı bir erişkinin yardım talep etmesi veya bir yere götürmeye , bir şey göstermeyi teklif etmesi halinde uyanık olmaları gerektiğini düşünmelidirler. Birisi onları bir yere götürmek istediğinde, sözünü dinlememenin doğru olduğunu ve yardım için çığlık atmaları gerektiğini bilmelidirler.
Erişkin suçluları gibi çocuk saldırganları da değişik gruplara ve alt gruplara ayrılırlar, farklarını anlamak önemlidir. Şunu bilmek gerekir ki, tüm pedofililer çocuklara sarkıntılık etmezler, onların çoğu duygularını kontrol ederler. Pedofililerin erişkin cinsel partnerleri olabilir ve dürtülerini farklı yollarla tatmin edebilirler, fantezilerle, oyuncak bebekle masturbasyon yaparak, çocuksu sevgililer seçerek (düz veya küçük göğüslü kadınlar ya da çocuk gibi konuşan veya davranan kadınlar olabilir) dürtülerini tatmin ederler. Diğer fetişistler gibi, pedofililer de fantezi elemanları yetersiz kaldığı durumlarda potansiyel tehlike olabilir.
Önce gerçek pedofili ile durumsal pedofilileri ayırt etmek lazımdır. Kişi çocuklarla seks yapmayı tercih ediyor ve onların fantezileri için obje olarak kullanıyorlarsa; gerçek pedofili, kişinin öncelikli olarak cinsel fantezileri erişkinlere yönelik başka ihtiyaçlarını karşılamak için de çocuklara yöneliyorsa bu durumsal pedofilidir. İkinci gruba örnek; kişi kendini yetersiz hissediyor ve isteklerini karşılamak için doğru objeyi bulamamışsa, çocuğu bu amaçla kullanır.
Çocuk saldırganlarının sayısının durumsal pedofililerden daha çok olduğu düşünülmektedir. Hatta bir çocuğa sarkıntılık eden pedofili, hayatı boyunca çocuklara sarkıntılık etmeye devam edecektir, çünkü onun cinsel dürtüleri bunun üzerine kurulmuştur. Her zaman düşündüğü şey budur. Durumsal suçlu, tek bir çocuğa bir kere sarkıntılık edebilir ve çok uzun bir zaman aralığında bu eylemini tekrarlamayabilir.
Davranış Bilimi Ünitesi’nden özel FBI ajanı Kenneth Lanning durumsal çocuk istismarcılarının 4 tipinin altını çizmiştir; bastırılmış, ahlaki ayırım yapmayan, cinsel ayırım yapmayan, yetersiz.
Bastırılmış istismarcılar, kendi çocuklarına karşı cinsel istismarda bulunabilirler, çünkü onlara ulaşmak kolaydır. Erişkinlere ulaşamadığını düşündüğü için erişkinlerin yerine çocuklarla seks yapar ve kendine saygısı az görünümdedir. Bu kişiler çocuğu zor kullanmak yerine ayartarak onunla gitmesini sağlar ve bu olayda, kişinin hayatına etki eden bir stres faktörü de mevcuttur.
Ahlaki ayırım yapmayan saldırgan, kendi çocuklarına sarkıntılık yapabileceği gibi, diğer kurbanlarını da yönlendirerek, ayartarak ya da zor kullanarak kazanmaya çalışacaktır. Bu tip, yaşamının diğer alanlarında da istismar eğilimindedir; karısını, arkadaşlarını istismar eder, yalancıdır, işte ve evde hırsızlık yapar, istediği bir şeyi yaparken (hırsızlık) hiç pişmanlık veya üzüntü duymaz. Çünkü bu tipin herhangi bir bilinci yoktur. Bir uyarı ile herhangi bir şeyler yapmak onun için hiç de zor değildir. Neden bir çocuğa sarkıntılık diye sorulduğunda, o, neden olmasın diye düşünecektir.
Cinsel ayrım yapmayan saldırgan da aynı soruya aynı anlama gelen cevap verebilir, ancak o bir basamak ilerisini düşünür. O çocuğu istismar eder çünkü sıkışmıştır, bu deneyim onun için yeni, heyecanlı ve farklıdır. Lanning bunu her şeyi denemek isteyen anlamında (try-seksüel) diye tarif etmiştir. Bu tip suçlular erişkinlerle grup seksi arayabilir, eş değiştirebilir, köleliği deneyebilir ki bunlar gönüllü olduğu sürece suç değildir, fakat sonra bu cinsel deneyime bir çocuğu (bu kendi çocuğu da olabilir) da dahil edebilir. Bu diğer tiplerle kıyaslandığında, sosyoekonomik durumu genellikle daha yüksektir ve çok sayıda kurbana sarkıntılık etme eğilimi vardır. Diğer tipler çocuk pornografisine tutkun iken, bu tipin daha fazla çeşitte erotik koleksiyonu vardır.
Yetersiz saldırgan, diğer yetersiz suçlular gibidir. Sosyal açıdan dışlanmıştır, gençliğinde kendi yaşında çok az arkadaşı vardır, ailesi ile birlikte yaşamaya devam ediyor veya yaşlanıncaya kadar daha yaşlı bir akrabası ile birliktedir. Bu faile göre, çocuk da diğer erişkin veya fahişe gibi potansiyel hedefleri gibi güzünün korkutulmaması gerekir. O, kurbanının bir çocuk olabileceği gibi, ulaşamayacağını düşündüğü bir yabancı erişkin de olabileceğini iyi bilir. Aslında failin cinsel saldırı fikri doğrudan çocuklara yönelik değildir, ancak erişkinlere karşı kendisine güveni yoktur.
Eğer pornografi koleksiyonu yapıyorsa, onlar erişkinlere yöneliktir, çocuklarla ilgisi yoktur. Çünkü o içine kapanıktır, tehlike de zaten bu kin ve öfkeyi bir çıkış yolu buluncaya kadar beslemesinden kaynaklanır. Bu fail çok tehlikeli olabilir, eğer öfkesi patlarsa kurbanına işkence yapar ve öldürebilir.
Lanning, tercihli sarkıntılık yapanları üç kategoriye ayırır; baştan çıkarıcı (seduction), içine kapanık (intraverted) ve sadistik (sadistic)
Baştan çıkarıcı fail, kurbanının hediyelerle gözüne girmeye çalışır, yavaşça yaklaşarak güvenini kazanmaya çalışır. O, çocuklarla iletişim kurma ve en zayıf olanını seçme konusunda ustadır. Bu tip çok sinsidir ve çocuklara bir öğretmen, bir antrenör, bir izci ve gençlik grubunun lideri gibi yaklaşabilir. Uyanık aileler potansiyel tehlikeyi fark edebilirler.
İçine kapanık saldırgan, yağmurluk içindeki tüyler ürpertici yabancı stereotipinin en kapalısıdır, kişileri ayartmak için sosyal becerisi yoktur. Onun cinsel aktivitesi kısa tesadüflerle sınırlıdır ve hedefi genellikle yabancılar ve çok küçük çocuklardır.
Sadistik saldırgan fiziksel olarak en tehlikelisidir. Erişkinlerin sadist tecavüzcüsü gibi, onun tatmini kontrolün tamamen elinde olması ve kurbanının acıya cevabını görmekten geçer. Cinsel olarak uyarılabilmesi için fiziksel ve/veya psikolojik acı vermesi gerekir. Bu tip kurbanını elde etmek için hile ya da zor kullanır, kontrolüne girdiği anda da işkence yapar. Bu tip kurbanını kaçırıp öldürme eğilimindedir.
Diğer seks suçluları gibi çocuk istismarcılarını da tanımak zordur. Bir çok olguda normal bir insanın davranışlarını sergilerler . Buna rağmen uzun süreli birlikte olunduğunda kısmen şüphe uyandıran davranışları vardır. Bir gencin çocuklarla alışılmadık ilgisi ve kendi eşdeğerleri ile kontak kurmada zorluğu bir örnek olabilir. Bir erişkinin beklenmedik zamanlarda sıklıkla ortadan kaybolması bir başka örnek teşkil edebilir. Pedofilik davranış özelliklerine ek olarak kadınlarla, baskıcı veya zayıf, bağımlı, çocuksu gibi alışılmadık ilişkilere de girebilir. Ayrıca yaşamındaki herhangi bir kadınla cinsel problemi olması, çocuk pornografi koleksiyonu yapması, çocuk oyun alanları ve çocukların yaygın olarak bulunduğu alanlara girmesi, çocukları amacı haline getirmesi ve onları dikizlemek de diğer özellikleri olabilir.
Çocuk kaçıranlar da, kendi çocukluklarında probleme işaret eden, çevreye uyumsuzlukları vardır. Genellikle evlenmezler-normal arkadaşlık bile olsa bir kadınla ilişki kurmakta yetersizlerdir- çocuklarla düzgün ilişkileri yoktur. Bu beceriksizlikleri nedeni ile çocukları kandırmakta zorlanacakları için, kurbanlarını kontrol edebilmek için yanlarında silah taşırlar. Onlar kurbanlarına zarar da verebilirler.
Kadın çocuk kaçırıcıları erkeklerden farklı davranış sergilerler. Erkekten farklı olarak bir kadın çocuk kaçırıyorsa, bu onun cinsel dürtüleri için değil, çocuğa olan duygusal ihtiyacından dolayıdır.
Lanning çocuk kaçırmayı dört fazda anlatır: Gelişme, Kaçırma, Kaçırma sonrası; Bırakma/Bırakmama
Gelişme ve kaçırma fazında, fanteziler ihtiyacı yaratır, stres faktörleri de eyleme devamını sağlar. Planın düzeyi ve başarı şansı, kaçırma tipine bağlıdır. Düşünüp de davranan kaçırıcılar önceden plan yaparlar, riskleri tartarlar ve kurbanın seçimini dikkatli yaparlar. Oysa fantezilerin kontrolünde hareket eden kişi duygusal ihtiyaçlarına cevap olmak üzere, bildiği doğrultuda hareket eder ki, bu yakalanma riskini arttırır.
Kaçırma sonrası ve bırakma fazında, çocuğun eğitimi, suçlunun kaçırma eylemi ve becerisindeki motivasyona etki eder, çünkü baskı yükselince, kaçıran kişi kendini kurbandan kurtarmaya çalışacaktır. Çocuğun kaybolma süresi ne kadar uzunsa olumlu bir sonuç alma şansı o kadar küçüktür.
Diğer şiddet suçlarında olduğu gibi, bunlarda organize, dezorganize ve karışık tip olarak kategorize edilmektedir . Davranışsal ve fiziksel kanıtlar bu ayrımın yapılmasını sağlar.
Organize kaçırıcının orta ya da ortanın üstünde zeka düzeyi ve sosyal becerisi vardır, kurban olarak yabancıları seçer ve planını yapar. Kurbanını canlı veya ölü olarak önemli bir mesafeye taşıyabilir. Cesedi bulmak zor olabilir. Kanıtlar yok edilmiş olabilir. Cesetten kurtulmak için ideal zamanı bekliyor olabilir. Cinsel aktivitesinde de agresiftir, heyecanından veya kaçıp kurtulmak için öldürebilir.
Dezorganize olanın zeka düzeyi düşüktür, seçtiği kurbanları tanıyordur ve plan yapmadan hareket eder. O kontrolünü yitirdiği için veya kazara öldürür. Cinsel girişim, çocuk bilinçsiz kaldığında veya öldüğünde gerçekleşebilir. Ceset olay yerinden uzağa taşınmaz, saklanmamıştır ve kolayca bulunur.
Akraba ile cinsel ilişki kuran istismarcılar birçok tip hareket ile farklı tip çizer. İçe dönük pedofili evlenir ve istismar edebilmek için çocuk sahibi olur. Seduction (iğfal) saldırganlar çocukları olan bir kadınla evlenir, ki baba kimliği altında onlara ulaşır. Bir başka tipte görünüşü kurtarmak için gerekli olduğu süre boyunca kendine para ile cinsel eş tutar. Akrabaya karşı cinsel saldırganlar, sadece baba ile sınırlı kalmaz, onlar büyük baba, amca veya başka akrabalar olabilir.
Bir saldırgan tutuklandığında, özellikle ilk seferinde, sıklıkla kesin bazı davranışlar gösterir. Önce olayı inkar edecektir, şoka girmiş gibi davranacak, şaşıracak ve içerleyecektir. Çocuğun yanlış anlamasından dolayı suçlandığını söyleyecek ve çocuğa sarılmanın suç mu olduğunu soracaktır. Sosyal durumuna göre kurtulmak için tanıklar getirecektir. Olayları hafife almaya çalışacaktır, böylece kurbanın yanlışlıkla kendi ölçüsünde sıkıntısı ve rahatsızlığını itiraf etmek için gönülsüzce yardım edecektir.
Saldırgan sıklıkla savunmaya geçecektir. Bazen olayı anlatacaktır veya tümüyle gerçeği çarpıtacaktır. O, daha küçük bir suçlama için yalvarma veya bunun geçici bir çılgınlık olduğunu iddia etmek gibi, tepki ve suçu azaltmaya yönelik bir strateji izleyecektir. Bu dönemde suçlanan saldırganların intihar riskinin yüksek olduğu görülmektedir.
Saldırgan profili çıkarma, psikolojik profil çıkarma, suçlu profili çıkarma, ve suçlunun kişilik profilini çıkarma tekniğini anlatmak için kullanılan terimlerdir.
Saldırgan profili çıkarma, olayın özelliklerine dayanarak suçun failinin (failleri) tarifini oluşturma girişimidir. Bir profilin davranışsal bir bileşim oluşturma -sosyal ve psikolojik bir ölçme- işlemi olduğu varsayılır. Profil, bir suç sahnesinin uygun yorumunun saldırıda bulunan kişinin kişilik yapısını gösterebileceği düşüncesine dayalıdır. Belli kişilik yapılarının benzer davranış paternleri sergileyeceği ve bu paternlerin bilinmesinin suçun incelenmesinde ve potansiyel şüphelilerin değerlendirmelerinin yapılmasını sağlayacağı varsayılır.
Profil çıkaranların oynadığı rol hakkında bir fikir birliği vardır. Profil çıkaranlar aşağıdaki üç soruyu cevaplayarak şiddet içeren cinsel suçların incelenmesine rehberlik ederler:
1. Suç sahnesinde ne olmuştur?
2. Meydana gelenleri ne tipteki bir kişinin gerçekleştirmiş olma olasılığı en fazladır.
3. Böyle bir kişinin kişilik özellikleri nelerdir?
Şunu belirtmek gerekir ki, bu sorulara verilen cevaplar çözüm niteliğinde değildir. Profiller, strateji geliştirmeye rehberlik etme, bilginin idaresini destekleme ve olgunun daha iyi anlaşılmasını sağlama konusunda oldukça büyük bir katkı sağlamaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız Yazınız...