BLOGUM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BLOGUM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Eylül 2016 Perşembe

TREKKİNG,YÜRÜYÜŞ TEKNİKLERİ...

YÜRÜYÜŞ TEKNİKLERİ...

1) Sert Zeminde Yürüyüş:
Sert zemin; genellikle insanın adım ağırlığı ile çökmeyen, toprağı sıkışmış yere denir. Sert zeminli arazide yokuş yukarı çıkışlarda yukarıda açıklanan esaslara ek olarak şu hususlarda uygulanmalıdır:
– Bacak kaslarını dinlendirmek için her adımdan sonra dizler kilitlenmelidir.
– Dik yamaçlar dikine çıkılmak yerine, yana yürüyerek veya zikzak yaparak çıkılmalıdır. Her yanlamasına yürüyüş sonundaki dönüşler dağ tarafındaki ayakla yeni yöne adım atmak suretiyle yapılmalıdır. Bu hareket çapraz adım atmayı ve denge kaybı olasılığını önler.
– Yan yürüyüşlerde her adımda ayak bileğinin yamacın aksi yönüne (dağ tarafına) kıvrılması, tabanın bütünüyle basma prensibinin uygulanmasını kolaylaştırır.
– İnişler yamacı yan yürüyüşü yapmadan düz olarak aşağıya doğru inmekle en kolay şekilde yapılır. Ayaklar normal durumda ve vücut biraz öne eğilerek yürümek suretiyle iniş daha kolaylıkla yapılabilir.
2) Çimenli Yamaçlar
Dağlık arazide çimenli yamaçlar normal olrak sürekli bir düzlem yerine daha ziyade küçük tepecik ve tümsekler halindedir. Bu nedenla çimenli yamaçları çıkarken evvelce yukarıya çıkışta açıklanan bütün teknikler aynen uygulanır. Bu tekniklerin üst kısımları daha düz olduklarından üst tarafına basarak yürümek alt taraflara basarak yürümekten daha iyidir. İnişler yanlamasına yapılırsa daha kolay olur.
3) Taşlık Yamaçlar
Taşlık yamaçlar; kayalık, sırt ve uçurumların alt tarafında toplanan taş ve kaya parçalarından oluşur. Bu kaya ve taş parçalarının büyüklüğü kum parçalarından yumruk büyüklüğü arasında değişir. Bazen bu taş parçalarının çeşitli büyüklükte olanlarına rastlanırsa da genellikle taşlık yamaçlar aynı büyüklükteki taş ve kaya parçalarından oluşur. Taşlık bir yamaçtan düz bir hat boyunca ilerlemek suratiyle aşağıya iniş en iyi bir usuldür. Burada da ayakların aşağıya doğru ileriyi göstermesi vücudun dik tutulması ve dizlerin bükülmesi çok önemlidir. Taşlık bir yamaç yükseklik kazanmak için veya kaybetmeden yana doğru geçilmek isteniyorsa, sekme yöntemi kullanılır.
4) Kayalık Yamaçlar
Kayalık yamaçların yapısı, taşlık yamaçların benzeridir. Yalnız, kaya parçaları daha büyüktür. Bu şekilde yürüyüş kayaların oynamasını ve aşağıya yuvarlanmasını önler.
5) Genel Önlemler
Kayaların ayakla vurularak yerinden oynatılması son derece önemlidir. Kayaların düşmesi aşağıda bulunanlar için çok tehlikelidir, aynı zamanda fazla gürültüye neden olur. Eğer tırmanış sırasında bir kaya ayak çarpmasıyla yuvarlanırsa aşağı taraftakilere kayanın yolundan kaçma olanağı sağlamak için ‘TAŞ’ diye bağrılır. Normal olarak kayalık yamaçlarda çıkışlar ve yana doğru yürüyüşler daha kolay; buna karşılık yaşlık yamaçlarda da inişler daha rahatlıkla yapılabilir.

RÜZGAR HAKKINDA



KARAYEL : Kuzey-Batı yönünden esen rüzgarlara verilen addır. Kış mevsiminde görülür. Genellikle sıcakların düşmesine ve kar yağışına neden ol (315 derece Kuzeybatı )
KEŞİŞLEME : Güney-Doğu yönünden esen rüzgarlara verilen addır. Uludağ ın eski adı olan keşiş dağının yönüne göre adlandırılmıştır . (315 derece Güney-Doğu)
KIBLE : Güneyden yönünden esen rüzgarlara verilen addır. Ilık hava getiren bir rüzgardır.(180 derece Güney)
LODOS : Güneybatıdan yönünden esen rüzgarlara verilen addır. Kış aylarına özellikle eser. Sıcakların yükselmesine neden olur. İnsanların lodosta sinirli olduğuna dair bir şehir efsanesi vardır. (225 derece Güney-Batı)
POYRAZ : Kuzey-Doğu yönünden esen rüzgarlara verilen addır. Özellikle kış mevsiminde daha sık görülür . Rusya ve Sibirya üzerinden gelen soğukların habercisi rüzgardır. Yazın ise Ege den Basra körfezine doğru eserse serin rüzgar olarak karşımıza çıkmaktadır. (45 derece Kuzey-Doğu)
YILDIZ : Kuzeyden yönünden esen rüzgarlara verilen addır. Soğuk hava getirir. (360 derece Kuzey)
GÜN DOĞUSU : Doğudan yönünden esen rüzgarlara verilen addır. (90 derece Doğu)
GÜN BATISI : Batıdan yönünden esen rüzgarlara verilen addır. (270 derece Batı)

UYGARLIK ATEŞİN BULUNMASIYLA BAŞLADI


Kimi zaman hayatta kalma mücadelesi, kimi zaman da doğada yapılan bir kamp için… Kısacası nerede olursanız olun insanoğlunun çağlar boyunca en önemli ihtiyaçlarından biri de ateş olmuştur.
Bugün sizlere insanoğlu için hayati önem taşıyan ateşin nasıl yakılacağına dair birkaç önemli detay aktarmaya çalışacağım:
1.Ateş yakmaya başlarken kesinlikle ”kav” dediğimiz kolay tutuşan malzemelerle başlanmalıdır. (makyaj pamuğu, yosun, mantar, ağaç kabukları..vs)
2.Ateş yakabilmeniz için kavınızın tamamen kuru olması gerekir, kavın kuru olmaması hatta ufak bir neme bile sahip olması durumunda saatlerce uğraşabilirsiniz.
3.Ateş yakmak; yakıt + oksijen + yanacak malzeme üçlüsünden oluşmakla birlikte; ateş yakacağınız yerin kuruluğu, taşlarla izole edilmesi ve rüzgardan arındırılması çok önemlidir.
4.Ateş yakmaya başlamadan önce odunları koymuş ateşi devam ettirecekseniz yedek kuru odunlarınızı da toplamış olmanız gerekir.
5.Çadırın içinde pişirme işlemleri gibi dumanın size gelmesini sağlayacak her türlü durumdan kaçınmalı, ateş yakacağınız yer kesinlikle havalandırılmış olmalı.
6.Ateşi yakmak için kuru odunları kullanmanız faydalı olacaktır. Yaş odunlar ve genç ağaçlar yanmakta çok zorluk çıkartacağı için yaşlı ağaçlar ya da yerdeki düşmüş kuru dalları tercih etmelisiniz.
7.Yeşil yapraklı bitkileri ateşe atarsanız çok duman verir, bu durum hayatta kalma mücadelesinde yerinizi belli etmek için güzel bir yöntemdir ancak kamp ortamı için pek sağlıklı olmayacaktır.

TREKKİNG


Doğayla kucaklaşarak spor yapmak mı istiyorsunuz? Trekking doğa sporlarının en hafif kollarından biridir. Uzun ve yorucu yürüyüş anlamına gelir. Hiking ise günübirlik doğa gezisi anlamına gelir. Dilimize İngilizce’den geçen “trekking” sözcüğü İngilizce’de “doğal engellerle dolu bir arazi parçasını herhangi bir ulaşım aracı kullanmaksızın yürüyerek aşmak” anlamına geliyor. Asıl anlamı ise” Güney Afrika’da kağnı ya da yaya olarak göç” demek.
Her yaştan insan trekking ve hiking yapabilir. Ülkemizde trekking ve hikinge uygun birçok bölge bulunuyor. Seyahat acenteleri Akdeniz, Ege ve Marmara bölgesi başta olmak üzere birçok küçük yöre, dağ köyü, yaylalara turlar düzenliyor.
Trekking ve hikingde yürüyüş süresi parkurun zorluk derecesine göre değişiklik gösterir. Orta dereceli bir parkur yaklaşık olarak 5-6 saat sürer. Kalabalık ve gürültülü şehir hayatından bir an olsun uzaklaşmak, doğayla başbaşa bir gün geçirmek ve doğadaki güzellikleri grup arkadaşlarıyla paylaşmak isteyenlerin uğraştıkları bir spor aktivitesidir. Amaç şehirde özlenen doğal yaşama bir gün olsun ayak uydurabilmektir. Tabii bunu yaparken belli bir oranda yorgunluğu göze almalısınız.
Bu aktivite için yürüyüşünüzü kolaylaştırması ve tatsız sürprizlerle karşılaşmanıza engel olması için bir yürüyüş ayakkabısı ve orta boy bir sırt çantası dışında teknik bir malzemeye ihtiyacınız yoktur. Ayrıca grup rehberlerinin parkurun zorluk derecesine göre verecekleri küçük ipuçları dışında teknik bir bilgiye sahip olmanıza da gerek yoktur. Fakat son zamanlarda bu tür organizasyonlar yapan acenteler macerayı sevenleri de göz önünde bulundurarak teknik malzeme ve bilgi gerektiren zorlu parkurları da programlarına dahil ettiler. İstemediğiniz bir durumla karşılaşmamak için acentenizden mutlaka parkurla ilgili ayrıntılı bilgili isteyiniz.
TREKKING NASIL YAPILIR?
Trekking aktiviteleri düzenleyen birçok acente bulunmaktadır. Trekking turları günübirlik olduğu gibi, daha uzun süreli de olabilmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya, Karadeniz’e düzenlenen turların süreleri kimi zaman bir haftayı bulmaktadır. Acentelerin bünyelerindeki rehberler sizin tüm danışmanlık ihtiyaçlarınızı karşılayacaklardır. Günübirlik parkurların İstanbul’a yaklaşık olarak 1,5-2 saat uzaklıkta olmaları bu tür turların tercih edilme oranını arttırmaktadır. Yolculuğa genellikle sabah çok erken çıkılır. Günübirlik gezilerde, gezi bir günün içine sığdırılacağından amaç güne erken başlayarak zamanı olabildiğince iyi kullanmaktır. Yolculuk sırasında rehberlerden programla ilgili bilgi almalısınız. Unutulmaması gereken en önemli nokta turu satın almadan önce parkurun zorluk derecesiyle ilgili bilgi almaktır. Çünkü ilk defa böyle bir tura katılıyorsanız nispeten kolay ve sizi çok zorlamayacak bir parkurla başlamalısınız. Zamanla tecrübe kazandıkça parkurların zorluk derecesini arttırabilirsiniz.

KALÇA AĞRILARI


Kalça Ağrısı Nedenleri Ne iyi Gelir Nasıl Geçer
kalca-agrisi-nasil-gecerGünlük hayatta herkes en az bir kere kalça ağrısından şikayet etmiştir. Çok uzun süreli olmayan kalça ağrıları çoğu durumda kendiliğinden 2-3 gün içerisinde tamamen yok olur. Çok nadir durumlarda ise kalça ağrıları uzun soluklu tedaviler gerektirebilir.
Bu yazımızda kalça ağrılarının nedenleri ve kalça ağrısına iyi gelen doğal ve kesin çözümleri sizlere sunmaya çalışacağım.
Kalça Neresidir: Kalça, bedenimiz ile bacaklarımızın birleştiği noktadır. Üst ayak baldırlarının hemen üst noktasında yer alır.
Kalçanın Görevleri: Kalçalar insan hayatı için önemli görevleri yerine getirir; vücudun dengesini sağlar, vücudun hareket esnekliğini yerine getirir, vücut ağırlığının bacaklara uyguladığı kuvveti dengeler.
Kalça Ağrılarının Nedenleri: Konuya girişte de belirttiğim gibi kalça ağrıları ya basit hemen düzelebilecek durumlardan ya da uzun soluklu tedavi gerektiren rahatsızlıklardan oluşur. İlk paragraf 2-3 güne düzelen kalça ağrılarının nedenlerini, ikinci paragraf ise tedaviye ihtiyaç duyan kalça ağrılarının nedenlerini açıklamaktadır.

KAHVALTININ VAZGEÇİLMEZİ KREP TARİFİ

KAHVALTININ VAZGEÇİLMEZİ KREP

Herkes bilir ki günün en önemli öğünü kahvaltıdır. Sabah uygun saatte yapılan güzel bir kahvaltı sayesinde bütün günümüz güzel geçmektedir. Kahvaltı sofralarınız için vazgeçilmez niteliğe bürünecek bir tarifimiz var. Bu yazıda krep nasıl yapılır öğrenebilirsiniz.
Malzemeler: 2 adet yumurta, 2 su bardağından biraz az un, 1 su bardağı su, 1 su bardağı süt, 1 çay kaşığı tuz, pişirmek için margarin.
Hazırlanışı: Un, süt ve su ile hiç topak kalmayana kadar iyice çırpın. Yumurtaları ekleyin biraz daha çırpın. Kek hamurundan daha akıcı bir kıvamda hamur edin. Teflon tavaya 1 çay kaşığı kadar margarin koyup eritin. Tavaya 1 kepçe hamuru dökerek yayın. Her iki tarafını çevirerek orta ateşte pişirin.
İyi bir krep yapmak karışımdan çok el becerisi ister. Biraz pratik yapmanız gerekecektir;) Bu arada krep hamuruna tuz koymazsanız reçel veya çikolata sürerek de tüketebilirsiniz. Tuzlu sevenlere ise önerim; krep arasına peynir sarılmasıdır
.

RODOKROZİT TAŞI


Rodokrozit Taşının Özellikleri
rodokrozitDenizler altının efendisi olarak kabul edilen bir taş olan rodokrozit taşının özelliklerini öğrenmek ister misiniz?
Rodokrozit Taşının Yapısal Özellikleri
Kristal bir yapıya sahiptir. En bilinen maden bölgesi Catarmaca eyaleti – Arjantin sınırında yanardağın yaklaşık 3.200 Metre denizin altından çıkartılmaktadır.
Uyumlu Olduğu Burç : Yengeç Burcu
Rengi : Açık ve Koyu Pembe Gül Rengi
Çıkarıldığı Başlıca Ülkeler : Arjantin, Meksika, ABD, Namibya, Güney Afrika, İspanya, Romanya
Rodokrozit Taşının Faydaları
Bu taş insanlığın en iyi dostlarından birisi kabul edilmektedir. Bu taşın isim kökü Yunanca’ya dayanır ve anlamı “gülün rengi”dir. Yaşamlarımız kimi zaman iyi kimi zaman kötü geçer. Bu taş size her daim bir pozitif enerji sağlamaktadır. Duygusal çöküntüleri onarmada ve iyileştirmede bire birdir.
Bu taş ile kalbinizi ve yaşantınızı özgürleştirebilirsiniz. Duygusal acı hatıralarınızdan kurtulabilir ve hayata daha pozitif bakabilirsiniz.
Kalp ve damar hastalıklarının, hipertansiyon ve solunum sitemi rahatsızlıklarının tedavisinde iyileştirmeye yardımcı amacı ile ve sindirim sisteminin düzenli çalışmasında destekleyici olabilir.
Hamile ve bebek sahibi anneler güven içerisinde kullanabilirler. Hatta çocukları ile aynı ortamda bulunmaları taşın sayesinde aralarında güçlü bir duygusal bağ oluşmasına da yardımcı olur.
İkili ilişkiler için muhakkak kullanılması gereken taşlardan birisidir. Çünkü ilişkiler de inişli çıkışlı olabilmektedir. Bu taş çiftleri birbirine sıkıca bağlar ve duygusal yönlerini açığa çıkartmada yardımcı olabilmektedir.
Hayatta tek kişi iseniz bu taş ile aşka ve sevgiye pozitif bakmanız ve kendinize en doğru hayat arkadaşı bulabilmeniz için sizin farkınızda olmayan pozitif bakış açılarınızın açığa çıkmasında yardımcı olur.
Bu taş kısaca Sevgi ve Denge kurma taşı olarak bilinmektedir.

KIRMIZI AKİK TAŞI


Kırmızı Akik Taşının Faydaları ve Özellikleri
kirmizi-akikŞifalı taşlar arasında en faydalı olanlardan birisi de hiç kuşku yok ki kırmızı akik taşıdır. Birçok rahatsızlık ve soruna iyi gelen kırmızı akik taşının özelliklerini buyurun beraber inceleyelim.
Kırmızı Akik Taşının Yapısal Özellikleri
Kırmızı Akik adıyla ünlenen agatın, temel rengi kırmızı olmakla birlikte, kırmızı akiğin doğal kahverengi, sarı, beyaz, gri gibi farklı renklerde dalgalı bantlara sahiptir.
Akik taşları yapay şekilde renklendirilerek kırmızı akik diye piyasaya sürülmektedir. Bazı taş ustaları ise, renklendirmede bal kullanırlar. Taşların yararlarından faydalanmak için doğalını kullanmak gerekir. Yapay olarak renklendirilen taşlarda çoğunlukla bant oluşumu görünmez. En yaygın olarak Güney Brezilya ve Kuzey Uruguay’da bulunur.
Fiziksel canlılığı arttırarak tembelliği giderir. Yaşadığımız ana yoğunlaşma isteğimizi güçlendirir. Kalbi korur, kan dolaşımı sisteminin düzenli çalışmassını sağlar. Duygu ve sevgi aşılar. Dikkati toplamaya ve ihtiyatlı hareket etmeye yardımcı olur.
Uyumlu Olduğu Burç : İkizler (Kırmızı ve Yosunlu Akik), Boğa, Yengeç, Oğlak, Kova
Rengi : Kırmızı, doğal kahverengi, sarı, beyaz, gri.
Sembolü Olduğu Hususlar : İletişim, duygusal, bedensel ve eterik bedenler.
Çıkarıldığı Başlıca Ülkeler : Güney Brezilya ve Kuzey Uruguay.
Kırmızı Akik Faydaları
Genel olarak akik taşı güçlü bir iyileştiricidir. Bir çeşit Terapi aracıdır diyebiliriz. Taşın bünyesinde bulunan çeşitli mineraller, farklı hususlarda şifa kaynağıdır. Ancak bedene temas etmesi için güneş enerjisi başta olmak üzere doğadaki enerjinin taştan geçerek bedene ulaşabilmesi gerekmektedir. Akik taşının şu yararları vardır:
– Taşıyanı tehlikeden korur, uyumsuzluklarına son verir.
– Uykusuzluğa, korkaklığa, karabasana, nazara ve hatta metobolizmanın düzgün çalışmasına faydası vardır.
– Gerçeklerin farkına varılmasında yardımcıdır.
– Güçlü ve erkeksi bir enerjiye sahip olan akik, cinsel organlar ve cinsel güç için faydalıdır.
– Bedenin gerginlik olan kısımlarına sıcaklık hissi verir ve gerginliği azaltır.
– Vücuttaki fazla veya olumsuz enerjiyi boşaltır ve böylece sitresi yok eder.
– Kişiyi sosyalleştir, çevre ve insanlarla uyum sağlamasına yardımcı olur.
– Korkuların yenilmesinde, cesaretin arttırılmasında yardımcı olur.
– Akıl ve mantık gücünü geliştirir.
– Bedeni güçlendirir, lenflerin sirkülasyonunu rahatlatır.
– Tansiyonu dengeler. Özellikle düşük tansiyonu normal seviyeye getirir.
– Nazara karşı koruma sağlar. Zira ilk bakış için dikkat çekici özellik taşır.
– Canlılık veren enerjisiyle, kendinizi sıkıntılı ve kötü hissettiğiniz anlarda olayların iyi yönünü de görmenizi sağlar. İnsanların olumsuzluklarından kolayca etkileniyorsanız akik size iyi gelecektir.
– Kendisini taşıyan kişilere güç, keyif ve iyimserlik hissi verir. Ceplerinde bu taşı taşıyan çocukları olumsuz duygulardan ve münakaşalardan korur.
– Dünyevi başarıyı simgeleyen akik, negatif enerjiye karşı koruma sağlar ve tükenmiş olan cesareti canlandırır. İş adamlarının bu taşı, özellikle belin altında (cepte veya yüzük olarak olabilir) taşımaları faydalı olacaktır. Özellikle yüzük olarak kullanıldığında kişinin kendisine güvenini arttırır.

ARAGONİT TAŞI



Aragonit Özellikle sinirleri yatıştırıcı ve sakinleştirici özelliği sayesinde benim favori taşlarım arasına girmeyi başarmış aragonit taşı hakkında bilgiler vermek istiyorum.
Aragonit Taşının Yapısal Özellikleri
Aragonit standart sıcaklık ve basınçta termodinamik olarak kararsızdır ve 107-108 yılda bir değişime eğilimdir. Taş yapı olarak kalsiyum karbonat alaşımından oluşmakta ve oldukça da farklı bir kristal yapısı mevcut. Tahminlere göre yaklaşık 2,7 milyar yaşındadır. Milyar yılık taşlar genelde İspanyada bulunan Aragon kentinden çıkartılmaktadır.
Uyumlu Olduğu Burç : Oğlak
Rengi : Beyaz, Kırmızı, Yeşil, Turuncu, Kahverengi, Mavi ve tonları, Beyaz, Renksiz, Pembe, Sarı
Sembolü Olduğu Hususlar : Fiziksel Denge
Çıkarıldığı Başlıca Ülkeler : Brezilya, İspanya, Fransa, Sicilya, İngiltere, Meksika, Namibya, Amerika, Avusturya
Aragonit Taşının Faydaları
Aragonit taşı duygusal anlamda bedenin dengeye kavuşması ve şifa sağlaması için oldukça güçlü yardımcılardan birisidir. En faydalı taşlar ailesinde yer almakta olup bilinen Altmışa yakın iyileştirmeye yardımcı hususları vardır. Bunları kısa başlıklar halinde sizlere sunmak istedik.
– Disiplin eksikliğini tamamlayıcı özelliği bulunur,
– Kişisel gelişim ve durgunluğun aşılmasına yardımcıdır,
– Ağrılara ve soğuk algınlığında iyileştirmeye yardımcıdır,
– Ani sinirlik durumlarında yatıştırmaya yardımcı olur,
– Vücutta bulunan kalsiyum oranını normal düzeyde dengeler,
– iletişim duygunuzu güçlendirmeye yardımcı olur,
– Bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıkları en az düzeye indirir,
– Cilt yenilemelerine yardımcı olur,
– Kullanılan ilaçların yan etkilerini azaltıcı özelliği bulunmaktadır,
– Küçük yara ve yanıkları hızlı iyileştirmede oldukça yardımcıdır,
– Çoğu taşın şifasına sahiptir,
– Diyet yapanlar için oldukça yardımcıdır tokluk hissi uyandırmaktadır,
– Kalsiyum ve karbonat içeren taşlardandır,
– Üzerinde taşıyan kişilere huzur ve mutluluk duygusunu aşılar.

27 Eylül 2016 Salı

NÜKLEER SAVAŞTA HAYATTA KALMANIN YOLLARI


Unutmayın Nükleer bombanın asıl tesiri patlatıldıktan sonra etrafa saçtığı uzun süreli tesirlerdir. Elbette aşağıda yer alan öneriler, kimseye %100 güvenlik sağlamaz ancak nükleer saldırının etkileri azaltabilir.
1. Haber Kanallarını takip edin: Olası bir savaş halini takip etmek için haber ve radyoları takip edin. Nükleer bomba kritik ve jeopolitik önemi olan bölgelere (ülkenin başkenti gibi) atılacaktır. Nükleer bomba atıldığı yerin çevresinde kilometrelerce etki oluşturur. Etkilerden korunma için bombanın atıldığı yerin merkezinden uzak olmak radyasyondan daha az etkilenmenizi sağlar.
Bölgede olası nükleer tehlike halinde sirenler çalacaktır.
2. Patlama esnasında sığınma: Yanıcı ve parlayıcı maddelerden uzak durmalısınız, çünkü patlamayla birlikte büyük bir ısı dalgası yayılır.
Nükleer saldırı esnasında dışarıdaysanız:
Patlamayı hisseder hissetmez, çukur bir yer, bir duvar dibine yüz üstü yatın. (kuvvetli bir ışık parlamasından anlayabilirsiniz)
Patlamaya çıplak gözle bakmaya çalışmayın, geçici körlüğe sebebiyet verebilir.
Başınızı kollarınızla koruyun, gözleriniz kapalı olsun.
Çıplak yerlerinizi giysilerinizle örtün. Açıkta deri kalmasın.
Bu durumunuzu ışık ısı ve yıkılma etkileri geçene kadar koruyun.
En yakın sığınağa yönelin. Solunup yollarınızı bir bezle kapatmaya çalışın.
Elbette ülkemizde her evin sığınağı yok. Bodrum katlarını tercih edebilirsiniz. Sığınağa girmeden önce elbiselerinizi silkip, açıkta kalan yerlerinizi su ile yıkayın.
Evde veya İşyerinde İseniz:
Camlardan uzak durun, binanın tam ortasında yer alan odaya geçin. Masa, ranza, koltuk altlarına / arkalarına yüzükoyun yatın. SIĞINAĞA GİRMEK İÇİN 30-60 DK ZAMANINIZ VARDIR!

SIĞINAKLAR



Teknolojik gelişmelere paralel olarak günümüzde silah ve silah sistemlerinin güç ve yetenekleri de artmış bulunmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak cephe ve sınır gibi kavramlar bütünü ile ortadan kalkmış, tüm yurt ve sivil halk saldırı alanı içine girmiştir. Bu büyük tehlikelerden Silahlı Kuvvetlerin alacağı önlemlerin ve diğer tedbirlerin yanında sığınak yapımına da önem verilmelidir. Aksi takdirde can ve mal kaybının fazla olacağı tabiidir. Ancak sığınaklardan beklenilen yararın sağlanabilmesi için sığınak yapımından evvel şu üç önemli prensibin mutlaka göz önünde bulundurulması gerekir:
• Sığınak yapılacak mahallin iyi tespit edilmesi.
• Sığınaktan yararlanacakların önceden planlanması.
• Yapılacak sığınağın başka amaçlarla kullanılabilir nitelikte olması.
• SIĞINAK YAPIMINDA AMAÇ
• Can ve mal kaybını en aza indirmek,
• Hazırlıklı olma imajı verilerek caydırıcılığı sağlamak,
• Az masrafla toplu koruma imkanı yaratmak.
• SIĞINAĞIN TANIMI
Nükleer, klasik ve modern silahlarla, biyolojik ve kimyasal savaş maddelerinin tesirleri ile insanlarla, insanların yaşaması ve ülkenin harp gücünün devamı için zorunlu canlı ve cansız değerleri korumak maksadıyla inşa edilen korunma yerlerine sığınak denir.
• SIĞINAK MEVZUATI
Sığınaklar konusunda, Bayındırlık ve İskan Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki 180 sayılı KHK'nin 12/e maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanunu ve bu Kanunun 36 ve 44 ncü maddeleri gereğince, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından hazırlanan "Sığınak Yönetmeliği" bulunmaktadır.
Bu Yönetmeliğin uygulanmasından yapı ruhsatını ve yapı kullanma izin belgesini düzenleyen idareler yetkili ve sorumludur. Valiliklerin ve Büyükşehir belediyelerinin gerektiğinde denetim yetkisi saklıdır.
Yönetmeliğin uygulanmasında plan, proje, yapı ruhsatı, yapım, yapı kullanma izni ve kat mülkiyeti gibi imarla ilgili tereddüde düşülen hususlarda Bayındırlık ve İskan Bakanlığının, diğer hususlarda Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının yazılı görüşü alınır.

OLASI 10 FELAKET

Dünyayı yok edecek 10 büyük felaket 

 

İşte en popüler kıyamet senaryoları ve gerçekleşme olasılıkları:

1.  Uzaylı saldırısı/hükümetlerin dünya dışı teması resmen doğrulaması

Uzaylı istilası, HG Wells'in 1898 tarihli Dünya Savaşları'ndan beri (War of the Worlds) çok sayıda büyük eserin konusu oldu. Sözgelimi Mars gibi bir gezegenden, galaksimiz dışından bir türden ya da başka boyutlardan yaratıklardan gelebilecek böyle bir saldırıdan duyulan korku her zaman taze kaldı.
Araştırmacılar, uzaylı saldırısı korkusunun, daha karasal saldırılara ilişkin korkuların arttığı dönemlerde artma eğilimi gösterdiğini söylüyor. Uzaylı istilası teorisinin savunucularıise, giderek artan sayıda UFO görülmesinin, güvenilir fotoğraf ve videoların böyle bir tehlikenin arttığına kanıt olduğunu söylüyorlar.
Kanıt olarak sunulanlar: Fotoğraflar, video görüntüleri, 50 yıldan uzun bir zamandır dünyanın dört bir yanında hükümetlerin UFO aktivitelerini izlediğine dair resmi açıklamalar, belgeler, 'kaçırılanların' anlattıkları ve UFO teorilerini savunanların anlattıkları. Ancak bunların hiçbiri, ne zaman böyle bir saldırıya uğrayabileceğimizi söyleyemiyor.
Gerçekleşme olasılığı: 0.1 /10

2. Nibiru / Gezegen X / Wormwood

Binlerce forum ve internet sitesi, 21.yüzyılın ilk yıllarında bir vakit daha önce keşfedilmemiş bir gezegenin Dünya'ya çarpacağı ya da Dünya'nın çok yakınından geçeceği inancını ortaya koyuyor. Bu olay ya Dünya üzerindeki medeniyeti yok edecek ya da gezegen üzerinde muazzam bir felakete neden olacak. Nibiru, 1960'ların sonunda Zechariah Sitchin tarafından bir kitapta keşfedildi.
Sitchin'e göre, Nibiru Güneş Sistemimiz içinde bulunan ve onu her 3 bin 700 yılda bir iç sisteme sokan değişken bir yörünge izliyor. Ama Sitchin, asla bu gezegenin Dünya'yı tehdit edeceğini söylemedi. Hatta bazıları Nibiru'nun Güneş'in kahverengi cüce (İlk kez 1995 yılında keşfedilen, ne yıldız ne de gezegen kategorisine konabilen gök cisimleri) kardeşi olduğunu ve ilk kez bu yılın sonuna doğru görüleceğini öne sürüyor.
Kanıt: Çok az. Bazıları NASA'nın 2005 tarihli, Güneş Sistemi'nin dış saçaklarında bir onuncu bir gezegen keşfedildiğine dair açıklamasına işaret ediyor ve çok sayıda kişi bunun 2012'de Dünya'nın yakınından geçeceğini düşünüyor. Ama bu onuncu gezegen muhtemelen Güneş Sistemi'nin içine doğru hareket etmiyor.
Gerçekleşme olasılığı: 0.2/10

DUYDUNUZ MU? KAYIP ÜLKE TURCOMANİA...

Kayıp Ülke, Turcomania..!


Bilindiği gibi Türklerin Anayurdu Orta Asya’dır. Tarihi kaynaklardan da anlaşılacağı üzere Türkler bu bölgeden her yöne sürekli
olarak göç vermiştir. Ne yazık ki Türkler yeryüzünde asimile olmaya en müsait millettir. Bu nedenle pek çok yerde asimile olup kaybolmuşlardır. Tarih boyunca varlık gösteren medeniyetlere baktığımızda, yazılı belgelerini incelediğimizde bir çoğunun Türk kökenli olduğunu görebiliriz. Asimile olmadan benliğini sürdürebilenler İslamiyet’i kabul etmiş olan Türklerle Hristiyan Dinine mensup tek topluluk olan Gagavuz (Gök Oğuz) Türkleridir.
Orta Asya’dan Anadolu’ya Türk göçü Milattan binlerce yıl öncesinden başlayıp devam edegelmiştir. Bu göçler İslamiyet’in kabulünden sonraki yıllarda da devam etmiştir. Birinci bin yılın sonlarında Anadolu’nun büyük kısmı artık tamamıyla Türk’tür.
Büyük Selçuklu İmparatorluğu döneminde büyük hükümdar Sultan Alparslan komutasında yapılan Malazgirt Savaşı’yla Orta Asya ve Anadolu bütünlüğü kesintisiz sağlanarak bölgenin tapusu tescil edilmiştir.

ZEYTİN YAĞ YAPIMI

TARİHTE ZEYTİNYAĞ ÜRETİMİ

Eskiden köylüler taşla tokmakla parçaladıkları zeytini Amerikan bezinden torbalara doldurur sonra bunu yalağa koyup üzerine sıcak su dökerek ayaklarıyla ezerlermiş. taş değirmenlerin kullanılmaya başlanması ile değirmen taşının içindeki konik ezici taşa hayvan koşulup, taş döndükçe zeytinin parçalanması sağlanmış. daha sonra bu zeytinler bir torbaya yerleştirip üzerlerine sıcak su dökülerek ahşap vidalı presler veya kaldıraç şeklindeki ahşap preslerle ezilerek zeytinyağı üretimi gerçekleştirilmeye başlanmış.

Sızma Zeytinyağı Yapımı
- Zeytin toplanır
- Yıkama ve yaprak ayırma makinesinden geçirilir
- taş değirmen havuzuna 400-500 kilo zeytin konur.
- çekirdekleriyle birlikte 30-35 dakikada hamur haline getirilir.
- Makinenin çıkışında tekneye dökülen zeytin hamuru, bir pompa vasıtasıyla Hindistan cevizi lifinden hasırların arasına konularak presin altına sürülür.
- Su basıncıyla çalışan pres, hasırları sıkıştırır. bu işlem 45-60 dakika sürer.
- Zeytinin içindeki su ve yağ, boruyla ayrıştırma tankına gelir.
- Zeytinin kara suyu dipte kalır.
- üste çıkan yağ altı delikli özel maşrapalarla alınarak kovalara doldurulur.
- Kovalar paslanmaz çelikten dinlenme tanklarına boşaltılır.
- zeytinyağı bu tanklarda 1-3 hafta arasında dinlendirilir.
- dinlendirme esnasında yağ posası dibe çöker.
- Posalar dipteki vanalar açılarak alınır. yoksa asit oranı artan yağ bozulur.
- Dinlenen yağ daha sonra pamuklu filtrelerden geçirilerek süzülür.
- şişelenir.


Kontinü Sistemde Zeytinyağı Üretim ( Baskının makinelerle yapılması)
- Zeytin toplanır
- Yıkama ve yaprak ayırma makinesinden geçirilir
- zeytinin hamur haline getirilmesi metal kırıcılarda gerçekleştirilir
- Çıkan yağın sudan ve selülozik maddelerden (kabuk, çekirdekler) ayrıştırılması santrifüj separatörlerle gerçekleştirilir.
- yağ elde edildikten sonra 1-1.5 ay dinlendirilir.
- şişelenir

26 Eylül 2016 Pazartesi

OSMANLI'DA İLKLER DAĞILMA



OSMANLI'DA İLKLER
  5. Osmanlı Dağılma Dönemi
•   Osmanlıda Fransız İhtilalinden etkilenerek çıkan ilk milliyetçilik isyanıdır.(1804)
•   padişahın yetkileri ilk defa ayanlarla imzalanan Sened-i İttifakla sınırlandırılmıştır. (1808II.Mahmut)
•   Osmanlı devleti ilk denge siyasetini Fransa’nın Mısırı işgali sırasında uyguladı .(1798)
•   Ruyada ilk defa donanmasını Fransa’nın Mısırı işgali sırasında boğazlardan geçirmiştir.
•   Azınlıklara ilk imtiyazlar Bükreş Antlaşması (1812)ile Sırplara verilmiştir.
•   Osmanlılarda bağımsızlığını kazanan ilk azınlık Yunanlılardır.(Edirne Antlaşması 1829)
•   boğazlar ilk defa Hünkar iskelesi (1843)antlaşması ile sorun olmuştur.
•   boğazlar ilk kez Londra Antlaşması (1841) uluslar arası bir statüye sahip olmuştur.
•   Padişahın yanında ilk defa otorite olarak ayanlar kabul edilmiştir .
•   İngilizlere ilk kapitülasyonlar III. Murat devrinde(1578) verildi. Balta Limanı Antlaşması (1838) ile yaygınlaşmıştır.
•   Kapitülasyonların kaldırılması ilk defa Paris Antlaşmasında görülmüştür.
•   İlk resmi gazete takvim-i Vekayi adıyla II.Mahmut tarafından çıkarıldı.(1831)
•   nüfuz sayımı ilk defa 2.MAHMUD ZAMANINDA YAPILMIŞTIR .(1813-ASKERİ AMAÇLI)
•   Tımar sistemi ilk defa II.Mahmut zamanında kaldırılmıştır.
Müsadere (mallara el koyma) usulü ilk kez II.Mahmut tarafından kaldırılmıştır.
•   Polis örgütünün temelleri ilk defa II.Mahmut zamanında atılmıştır.
•   Orta öğretim kurumları ilk defa II. Mahmut zamanında kurulmuştur.
•   İlk öğretim ilk defa II. Mahmut zamanında zorunlu hale getirilmiştir
•   İlk posta örgütü II. Mahmut zamanında kurulmuştur
•   İltizam sistemi ilk defa ıslaha fermanı ile kaldırılmıştır
•   ilk defa tercüme odası ve yabancı dil okulu II. Mahmut zamanında açılmıştır
•   Devlet memuru yetiştiren okullar ilk defa II. Mahmut zamanında kurulmuştur
•   Yurt dışında ilk defa II. Mahmut zamanında öğrenci gönderilmiştir
•   kılık kıyafette ilk değişiklik II. Mahmut tarafından yapılmıştır
•   padişah kendi üzerinde bir gücün varlığını ilk defa Tanzimat fermanı ile tanımıştır (1839)
•   Osmanlılarda ilk kağıt para kaime adıyla Abdülmecit tarafından bastırılmıştır (1844)
•   ilk demir yolu hattı Tanzimat döneminde yapılmıştır (1866)
•   telgraf ilk defa Tanzimat döneminde kullanılmaya başlamıştır (1854)
•   ilk telgraf okulu Tanzimat döneminde açılmıştır
•   laik kanunlar ilk defa Tanzimat ile orta çıkmıştır
•   ilk demir yolu hattı Tanzimat döneminde kurulmuştur (İzmir- aydın hattı)
•   askerlik ilk defa ıslahat fermanı ile bir bedele bağlanmıştır (1856)
•   Osmanlı toprak bütünlüğü ilk defa kırım savaşında (1854) sonra imzalanan Paris antlaşması (1856) ile Avrupalı devletlerin garantisi altına alınmıştır
•   kız öğrenciler ilk kez Tanzimat döneminde okullara alınmıştır
•   Osmanlı devleti ilk dış borcu kırım savaşı (1856) sırasında İngilizlerden almıştır (Abdülmecit dönemi)
•   öğretmen okulları ve mülkiyet mektebi ilk defa Tanzimat döneminde açılmıştır.
•   Osmanlı devleti ilk defa Paris antlaşması (1856)ile Avrupa devleti kabul etmiştir.
•   İlk Osmanlı Anayasası Mithat Paşa bakanlığında bir komisyon tarafından hazırlanmış ve II.Abdülhamit tarafından ilan edilmiştir.(kanun-i esasi-1876)

OSMANLI'DA İLKLER GERİLEME



OSMANLI'DA İLKLER
  4- Osmanlı Gerileme Dönemi
•   Osmanlı devleti ilk defa Pasarofça anlaşması (1718) ile Avrupa’dan geri kaldığını kabul etmiştir.
•   Avrupa örnek alınarak yapılan ıslahatlar ilk defa Lale Devrinde yapılmışlardır.
•   Mimaride ilk kez Avrupa tarzında eserler Lale devrinde inşa edilmiştir.
•   İlk kültürel ıslahatlar 3. Ahmet döneminde yapılmıştır.
•   Avrupa’ya ilk defa Lale devrinde elçiler gönderilmiştir.
•   İlk Osmanlı matbaası İbrahim Müteferrika tarafından kurulmuştur. (1727) (ilk teknik yenilik)
•   Matbaada basılan ilk eser Vankulu adlı lügattir.
•   İlk defa 18. yy da Avrupa’dan askeri uzmanlar getirilmiştir.
•   İlk resmi devlet matbaası 3. Selim döneminde kurulmuştur.
•   İlk kağıt ve kumaş fabrikası Lale Devri’nde inşa edilmiştir.
•   İtfaiye örgütü (tulumbacılar) ilk defa Lale Devri’nde kurulmuştur.
•   İlk çiçek aşısı lale devrinde yapılmıştır
•   İlk geçici elçilikler lale devrinde kurulmuştur
•   Avrupai tarzda ilk askeri ıslahatlar 1. Mahmut döneminde yapılmıştır
•   İlk mühendis okulu 1. Mahmut döneminde kara mühendis hanesi adında kuruldu(1731)Avrupa tarzında açılan ilk okuldur
•   İkinci mühendis okulu 3. Mustafa tarafından deniz mühendis hanesi adıyla kurulmuştur(1773)
•   Kapitülasyonlar ilk defa 1. Mahmut tarafından sürekli hale getirilmiştir. (1740)
•   3. Mustafa döneminde ilk iç borçlanma başlamıştır.
•   İlk defa halkı Türk ve Müslüman olan toprak Küçük kaynarca anlaşması ile kaybedilmiştir. (Kırım)
•   Halifelik kurumunun siyasi bir antlaşmada ilk defa kullanılması Küçük kaynarca Antlaşmasında oluşmuştur.(Son olarak Uşi Antlaşmasında olmuştur.)
•   Rusya’nın Akdeniz’e (sıcak denizlere) açılma imkanı elde ettiği ilk antlaşma Küçük kaynarcadır.
•   Sürat topçuları ocağı ilk defa II. Murat döneminde kurulmuştur.
•   Ortodoksların kuruculuğu ilk kez Küçük Kaynarca ile Ruslara geçmiştir.
•   I.Mahmut döneminde ilk kez Avrupalı birisinin (humbaracı Ahmet paşa )tecrübesinden faydalanarak ıslahat yapılmıştır.
•   Ruslar Küçük Kaynarca ile ilk kez iç işlerimize karışmaya başladılar.
•   Osmanlı Küçük Kaynarca ile ilk defa tazminat ödedi.
•   Rusya ilk kapitülasyonlar küçük Kaynarca antlaşması ile ödemiştir.(1774)
•   Ulu efe alım satım ilk defa I.Abdülhamit tarafından yasaklanmıştır.
•   Avrupa orduları örnek alınarak hazırlanan ilk ordu Nizam-ı Cedit Ordusudur.
•   Avrupa’da ilk daimi elçilikler III.Selim zamanında açılmıştır.
•   Fransızca ilk defa III.Selim döneminde devletin resmi dili olarak ilan edilmiştir.
•   ilk Fransız tercüme bürosu III. Selim tarafından kurulmuştur.
•   Nizam-ı cedit orduları ilk zaferlerini Akkada Napolyon’a karşı kazanmışlardır. 

OSMANLI'DA İLKLER DURAKLAMA



OSMANLI'DA İLKLER
3- Osmanlı Duraklama Dönemi  
•   Osmanlı Devleti’nin doğuda en geniş sınırlara ulaştığı antlaşma Ferhat Paşa antlaşmasıdır. (1590-İran)
•   Şehzadelerin sancağa gönderilmesi uygulaması ilk defa 1. Ahmet zamanında
•   Kafes usulü ilk defa   1. Ahmet zamanında uygulanmaya başlanmıştır.
•   Divan örgütü ilk defa 2. Mahmut tarafından kaldırılıp yerlerine bakanlıklar kurulmuştur.
•   Osmanlı Devleti’nin batıda en geniş sınırlara ulaştığı anlaşma Bucaş anlaşmasıdır. (1672-Lehistan)
•   Osmanlı Avrupa karşısındaki üstünlüğünü Zitvatoruk savaşı (1606) ile kaybetmiştir.
•   Yeniçeri ocağının bozulmaya başladığının fark edildiği ilk savaş Hotin savaşıdır.
•   Yeniçeri ocağını kaldırmaya çalışan ilk padişah Genç Osman’dır.
•   Şeyhülislam’ın yetkilerini ilk kısıtlayan Osmanlı padişahı 2. Osman’dır.
•   Başkenti İstanbul’dan Anadolu’ya  taşımayı düşünen padişah 2. Osman dır
•   Sosyal alanda ıslahat yapan ilk Osmanlı padişahı 2. Osman’dır(saray dışından evlenerek)
•   Devletin kötüye gidiş nedenlerini araştırarak ilk defa rapor hazırlayan Koçi Beydir
•   İsyan sonucu öldürülen ilk padişah 2. Osman (genç Osman) dır
•   İlk Osmanlı bütçesi tarhuncu Ahmet paşa tarafından hazırlanmıştır
•   Asayişi sağlamak amacıyla ilk defa sokağa çıkma yasağı çıkaran padişah 4. murattır
•   Osmanlı devletinin ilk defa uzun bir kuşatma ardından fethettiği yer Girit’tir
•   Osmanlı denizciliği Girit’in fethinden sonra Avrupa karşısında üstünlüğünü kaybetmeye başlamıştır
•   Osmanlı devletinin Avrupa karşısında taarruz gücünü kaybettiği ilk savaş 2. viyana kuşatmasıdır.
•   Günümüzdeki Türk-İran sınırı ilk kez Kasr-ı Şirin anlaşması (1639) ile çizilmiştir.
•   Çeşitli şartlar öne sürerek Sadrazam olan ilk kişi Köprülü Mehmet Paşa’dır.
•   İlk Osmanlı-Rus ittifakı İstanbul anlaşmasıdır. (1724)
•   Osmanlı devletinin Ruslarla imzaladığı ilk anlaşma Bahçesaray anlaşmasıdır. (1638)
•   Osmanlı devleti ilk defa Karlofça (1699) ve İstanbul anlaşması (1700) ile toprak kaybetmiştir.
•   Ordunun başında sefere çıkan son padişah 2. Mustafa’dır.
•   Osmanlıların kaybettiği ilk beylik Erdel Beyliğidir.
•   Osmanlı topraklarının paylaşıldığı ilk uluslar arası anlaşma Karlofça anlaşmasıdır.

OSMANLI'DA İLKLER YÜKSELME



OSMANLI'DA İLKLER
2- Osmanlı Yükselme Dönemi
•   Osmanlı devleti ilk defa tam merkeziyetçi devlet özelliğini Fatih döneminde kazanmıştır.
•   Osmanlı Devleti’nin doğuda imzaladığı ilk antlaşma Amasya Anlaşması’dır. (1555-İran)
•   Havan topu ilk kez İstanbul’un fethinde kullanılmıştır.
•   Vezirler ilk defa Fatih zamanında kul sistemi ile seçilmeye başlandılar.
•   Kubbealtı vezirleri ilk defa Fatih döneminde atanmıştır.
•   Osmanlı Devleti’nin ilk yazılı kanunları Kanunname-i Ali Osman dır.
•   Balkanların fethini tamamlayan ilk padişah Fatih Sultan Mehmet’tir.
•   Fatih kanunnamesi Osmanlıların ilk yazılı kanunlarıdır.
•   Osmanlı’nın ilk altın parasını Fatih bastırmıştır.
•   İlk kapitülasyonlar Fatih tararından Venediklilere verilmiştir.
•   Sadrazamlar ilk defa Fatih zamanında divana başkanlık etmeye başladılar.
•   İpek yolu Fatih’in Kırım’ı fethetmesiyle ilk defa Osmanlı denetimine geçmiştir.
•   İlk defa klasik Türk- Osmanlı mimari tarzı uygulanmıştır.
•   Fatih döneminde Karadeniz ilk defa Türk Gölü haline gelmiştir.
•   Dünyada yivli-setli topraklar ilk defa 2. Beyazid zamanında yapılmıştır.
•   Yeniçerilerin ilk isyanı 2. Murat döneminde Fatih’in ilk hükümdarlığı sırasında meydana gelmiştir. (Buçuktepe isyanı)

OSMANLI'DA İLKLER KURULUŞ



OSMANLI'DA İLKLER
Osmanlı Devleti, 13. yüzyıl sonlarından 20. yüzyılın ilk çeyreğine değin varlığını sürdüren Türk devleti. Anadolu'da kurulmuş, sınırları tarihi boyunca çok değişmekle birlikte en geniş döneminde bugünkü Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya ye Akdeniz'in doğusundaki adaları, Macaristan ve Rusya'nın bazı kesimlerini, Kafkasya, Irak, Suriye, Filistin ve Mısır'ı, Cezayir'e kadar tüm Kuzey Afrika'yı ve Arabistan'ın bir bölümünü kapsamıştır.
1-Kuruluş Dönemi
İlk Osmanlı padişahı Osman bey’dir
•   Osmanlıların ilk başkenti söğüttür
•   Osmanlılarla Bizans’ın yaptığı ilk savaş Koyunhisar savaşıdır
•   Aşiretten beyliğe geçiş ilk defa Osman Bey döneminde olmuştur
•   Osmanlılardan beylikten devlete geçiş ilk defa Orhan Bey zamanında gerçekleşti
•   İlk Osmanlı müderrisi Kayserili Davuttur
•   İlk Osmanlı veziri Alaaddin Paşa dır
•   İlk Osmanlı kadısı Karamanlı Dursun Fakih’tir
•   Osmanlılarda ilk vakıf Orhan Bey zamanında kurulmuştur
•   İlk divan teşkilatı Orhan Bey zamanında kurulmuştur
•   İlk düzenli orduyu Orhan Bey kurmuştur(yaya ve müsellem)
•   İlk defa Orhan Bey zamanında donanmaya sahip olundu
•   İlk Osmanlı medresesi Orhan Bey zamanında İznik’te kurulmuştur
•   Osmanlılar Rumeli’ye ilk defa Orhan Bey in kardeşi Süleyman paşa ile geçmiştir
•   İlk Osmanlı tersanesi Karamürsel de Orhan Bey tarafından kurulmuştur
•   Rumeli’ye ilk geçiş Çimpe kalesinin alınmasıyla gerçekleşmiştir
•   Osmanlıların Rumeli deki ilk üssü Çimpe kalesidir
•   İlk Osmanlı parası Osman Bey tarafından bastırılmıştır
•   Osmanlılara katılan ilk beylik Karesioğullarıdır
•   Anadolu Türk birliğini sağlama faaliyetleri ilk defa Orhan Bey döneminde başlamıştır

ADLİ TIP KRİMİNAL 5




ADLİ TRAVMATOLOJİ
ADLİ OLGUNUN TANIMLANMASI
Yurttaşlık görevlerinden biri de karşılaşılan yasadışı olayları ihbar etme zorunluğudur. Bu zorunluluk sağlık görevlileri için yasal olarak da belirtilmiştir.
TCK nun 530. maddesinde “Hekim, cerrah, ebe yahut diğer sağlık memurları, kişiler aleyhine işlenmiş bir suçla karşılaştıklarında mesleklerinin gerektirdiği yardımı yaptıktan sonra durumu adliyeye veya güvenlik güçlerine bildirmezlerse bu bildirimin yardımcı oldukları kişinin takibata uğramasına yol açacağı haller hariç olmak üzere beşbindörtyüz liraya kadar hafif nakit para cezasına mahkum olurlar.” demektedir. (Para cezaları KHK’ler ile her sene arttırılmaktadır). Burada hekimin üzerine düşen en önemli görev kişiye gerekli tıbbi yardımı yaparken olgunun adli bir olgu olup olmadığını da tespit etmek ve adli olgu olduğu kararına vardıktan sonra hiç zaman geçirmeden emniyet güçlerine haber vermektir. Aynı kanun maddesinde gözden kaçırılmaması gereken diğer bir nokta ise eğer emniyet güçlerine haber verdiğimizde eyleme maruz kalmış kişi hakkında takibat yapılacak ise, yani şahıs aynı zamanda suçlu ise haber verme zorunluluğumuz ortadan kalkmaktadır. Bu nokta suçlu olanların da hekime müracaatlarını sağlama açısından önemlidir. Başka bir deyişle kişi suçlu da olsa sağlık hizmetlerinden faydalanmasını engellemek kişilik hakkına yapılan bir saldırıdır ve anayasamıza göre suç teşkil etmektedir.
ACİL SERVİSE VEYA SAĞLIK OCAĞINA MÜRACAAT EDEN OLGULARDAN :
1- HER TÜRLÜ ATEŞLİ SİLAH VE PATLAYICI MADDE İLE OLAN YARALANMALAR,
2- HER TÜRLÜ KESİCİ, KESİCİ-BATICI (KESİCİ-DELİCİ) , BATICI (DELİCİ), KESİCİ-EZİCİ VE EZİCİ ALET YARALANMALARI,
3- TRAFİK KAZALARI, DÜŞMELER, DARP OLGULARI VE İŞ KAZALARI,
4- İNTOKSİKASYONLAR (İLAÇ, İNSEKTİSİT, BOĞUCU GAZLAR),
5- YANIKLAR (ALEV, KIZGIN CİSİM, YAKICI-AŞINDIRICI MADDE),
6- ELEKTRİK VE YILDIRIM ÇARPMALARI,
7- SİNDİRİM KANALINA ORAL VEYA ANAL YOLDAN YABANCI MADDE GİRMESİ,
8- MEKANİK ASFİKSİ OLGULARI
A- TIKAMA, TIKANMA,
B- ASI, ELLE VEYA İPLE BOĞULMA,
C- KARIN – GÖĞÜS TAZYİKİ,
D- DİRİ GÖMÜLME,
E- SUDA BOĞULMA
9- HER TÜRLÜ İNTİHAR GİRİŞİMLERİ,
10- İŞKENCE İDDİALARI,
11- TÜM CİNAYET, İNTİHAR, KAZA ORİJİNLİ OLDUĞUNDAN KUŞKULANILAN ÖLÜMLER