HAYATTA KALMA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
HAYATTA KALMA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Eylül 2016 Salı

NÜKLEER SAVAŞTA HAYATTA KALMANIN YOLLARI


Unutmayın Nükleer bombanın asıl tesiri patlatıldıktan sonra etrafa saçtığı uzun süreli tesirlerdir. Elbette aşağıda yer alan öneriler, kimseye %100 güvenlik sağlamaz ancak nükleer saldırının etkileri azaltabilir.
1. Haber Kanallarını takip edin: Olası bir savaş halini takip etmek için haber ve radyoları takip edin. Nükleer bomba kritik ve jeopolitik önemi olan bölgelere (ülkenin başkenti gibi) atılacaktır. Nükleer bomba atıldığı yerin çevresinde kilometrelerce etki oluşturur. Etkilerden korunma için bombanın atıldığı yerin merkezinden uzak olmak radyasyondan daha az etkilenmenizi sağlar.
Bölgede olası nükleer tehlike halinde sirenler çalacaktır.
2. Patlama esnasında sığınma: Yanıcı ve parlayıcı maddelerden uzak durmalısınız, çünkü patlamayla birlikte büyük bir ısı dalgası yayılır.
Nükleer saldırı esnasında dışarıdaysanız:
Patlamayı hisseder hissetmez, çukur bir yer, bir duvar dibine yüz üstü yatın. (kuvvetli bir ışık parlamasından anlayabilirsiniz)
Patlamaya çıplak gözle bakmaya çalışmayın, geçici körlüğe sebebiyet verebilir.
Başınızı kollarınızla koruyun, gözleriniz kapalı olsun.
Çıplak yerlerinizi giysilerinizle örtün. Açıkta deri kalmasın.
Bu durumunuzu ışık ısı ve yıkılma etkileri geçene kadar koruyun.
En yakın sığınağa yönelin. Solunup yollarınızı bir bezle kapatmaya çalışın.
Elbette ülkemizde her evin sığınağı yok. Bodrum katlarını tercih edebilirsiniz. Sığınağa girmeden önce elbiselerinizi silkip, açıkta kalan yerlerinizi su ile yıkayın.
Evde veya İşyerinde İseniz:
Camlardan uzak durun, binanın tam ortasında yer alan odaya geçin. Masa, ranza, koltuk altlarına / arkalarına yüzükoyun yatın. SIĞINAĞA GİRMEK İÇİN 30-60 DK ZAMANINIZ VARDIR!

SIĞINAKLAR



Teknolojik gelişmelere paralel olarak günümüzde silah ve silah sistemlerinin güç ve yetenekleri de artmış bulunmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak cephe ve sınır gibi kavramlar bütünü ile ortadan kalkmış, tüm yurt ve sivil halk saldırı alanı içine girmiştir. Bu büyük tehlikelerden Silahlı Kuvvetlerin alacağı önlemlerin ve diğer tedbirlerin yanında sığınak yapımına da önem verilmelidir. Aksi takdirde can ve mal kaybının fazla olacağı tabiidir. Ancak sığınaklardan beklenilen yararın sağlanabilmesi için sığınak yapımından evvel şu üç önemli prensibin mutlaka göz önünde bulundurulması gerekir:
• Sığınak yapılacak mahallin iyi tespit edilmesi.
• Sığınaktan yararlanacakların önceden planlanması.
• Yapılacak sığınağın başka amaçlarla kullanılabilir nitelikte olması.
• SIĞINAK YAPIMINDA AMAÇ
• Can ve mal kaybını en aza indirmek,
• Hazırlıklı olma imajı verilerek caydırıcılığı sağlamak,
• Az masrafla toplu koruma imkanı yaratmak.
• SIĞINAĞIN TANIMI
Nükleer, klasik ve modern silahlarla, biyolojik ve kimyasal savaş maddelerinin tesirleri ile insanlarla, insanların yaşaması ve ülkenin harp gücünün devamı için zorunlu canlı ve cansız değerleri korumak maksadıyla inşa edilen korunma yerlerine sığınak denir.
• SIĞINAK MEVZUATI
Sığınaklar konusunda, Bayındırlık ve İskan Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki 180 sayılı KHK'nin 12/e maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanunu ve bu Kanunun 36 ve 44 ncü maddeleri gereğince, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından hazırlanan "Sığınak Yönetmeliği" bulunmaktadır.
Bu Yönetmeliğin uygulanmasından yapı ruhsatını ve yapı kullanma izin belgesini düzenleyen idareler yetkili ve sorumludur. Valiliklerin ve Büyükşehir belediyelerinin gerektiğinde denetim yetkisi saklıdır.
Yönetmeliğin uygulanmasında plan, proje, yapı ruhsatı, yapım, yapı kullanma izni ve kat mülkiyeti gibi imarla ilgili tereddüde düşülen hususlarda Bayındırlık ve İskan Bakanlığının, diğer hususlarda Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının yazılı görüşü alınır.

DOĞA VE YENİLEBİLECEK BİTKİLER



               Hayatta kalabilmede ilk temin edilecek ihtiyaç su ihtiyacıdır. Sudan sonra en acil ihtiyaç yiyecek ihtiyacıdır. Eğer suyunuz varsa besinsiz üç dört hafta yaşayabilirsiniz. Bundan dolayı hayatta kalabilme durumunda her zaman yabani yiyecekler aranmalı ve mümkün olduğu kadar toprak üzerindekilerle yaşamaya gayret edilmelidir. Bitkisel yiyecekler, hayvansal yiyeceklerle beraber hayatta kalabilmede besin kaynaklarını oluşturur. Yeryüzünde uzmanların tahminine göre ortalama 300.000 çeşit bitki türünün yetiştiği bunlardan 120.000 çeşidinin yenilebileceği söylenmektedir. Tek başımıza kaldığımız bölgede nelerin nasıl yeneceğini bilmemiz gerekir. Onun için yenilebilir bitkisel besinleri çok iyi tanımak gerekir. Bitkisel besinler, insana dengeli bir gıda temin etmese de insanın ayakta kalmasını sağlar. Vücudun ana ihtiyaç maddeleri olan ve ona enerji ve kalori veren karbonhidratları ve proteinleri ihtiva ederler. Üstelik hayvansal besinlere nazaran daha kolay ve rahat temin edilir.
Doğada Yalnız Kalındığında Alınması Gereken Tedbirler:
• Yiyecek ve su miktarını tespit edin.
• Yalnız kalacağınız süreyi tahmin edin.
• Mevcut yiyeceğinizin 2/3’sini yalnız kalacağınız sürenin ilk yarısında, 1/3’nide kalacağınız sürenin ikinci yarısında yiyecek şekilde bölün.
• Yapacağınız hareket ve faaliyetleri en az enerji sarfı ile yapmaya çalışın.
• Muntazam yemek yiyin.
• Eğer yabani yiyecek bulursanız bir öğün sıcak yemek yemeyi planlayın.
• En iyi yiyecekler şeker ve meyve gibi karbonhidrat bakımından zengin yiyeceklerdir.
• Daima yabani yiyecek arayın, imkan oldukça tabiattan geçinin.

OLASI 10 FELAKET

Dünyayı yok edecek 10 büyük felaket 

 

İşte en popüler kıyamet senaryoları ve gerçekleşme olasılıkları:

1.  Uzaylı saldırısı/hükümetlerin dünya dışı teması resmen doğrulaması

Uzaylı istilası, HG Wells'in 1898 tarihli Dünya Savaşları'ndan beri (War of the Worlds) çok sayıda büyük eserin konusu oldu. Sözgelimi Mars gibi bir gezegenden, galaksimiz dışından bir türden ya da başka boyutlardan yaratıklardan gelebilecek böyle bir saldırıdan duyulan korku her zaman taze kaldı.
Araştırmacılar, uzaylı saldırısı korkusunun, daha karasal saldırılara ilişkin korkuların arttığı dönemlerde artma eğilimi gösterdiğini söylüyor. Uzaylı istilası teorisinin savunucularıise, giderek artan sayıda UFO görülmesinin, güvenilir fotoğraf ve videoların böyle bir tehlikenin arttığına kanıt olduğunu söylüyorlar.
Kanıt olarak sunulanlar: Fotoğraflar, video görüntüleri, 50 yıldan uzun bir zamandır dünyanın dört bir yanında hükümetlerin UFO aktivitelerini izlediğine dair resmi açıklamalar, belgeler, 'kaçırılanların' anlattıkları ve UFO teorilerini savunanların anlattıkları. Ancak bunların hiçbiri, ne zaman böyle bir saldırıya uğrayabileceğimizi söyleyemiyor.
Gerçekleşme olasılığı: 0.1 /10

2. Nibiru / Gezegen X / Wormwood

Binlerce forum ve internet sitesi, 21.yüzyılın ilk yıllarında bir vakit daha önce keşfedilmemiş bir gezegenin Dünya'ya çarpacağı ya da Dünya'nın çok yakınından geçeceği inancını ortaya koyuyor. Bu olay ya Dünya üzerindeki medeniyeti yok edecek ya da gezegen üzerinde muazzam bir felakete neden olacak. Nibiru, 1960'ların sonunda Zechariah Sitchin tarafından bir kitapta keşfedildi.
Sitchin'e göre, Nibiru Güneş Sistemimiz içinde bulunan ve onu her 3 bin 700 yılda bir iç sisteme sokan değişken bir yörünge izliyor. Ama Sitchin, asla bu gezegenin Dünya'yı tehdit edeceğini söylemedi. Hatta bazıları Nibiru'nun Güneş'in kahverengi cüce (İlk kez 1995 yılında keşfedilen, ne yıldız ne de gezegen kategorisine konabilen gök cisimleri) kardeşi olduğunu ve ilk kez bu yılın sonuna doğru görüleceğini öne sürüyor.
Kanıt: Çok az. Bazıları NASA'nın 2005 tarihli, Güneş Sistemi'nin dış saçaklarında bir onuncu bir gezegen keşfedildiğine dair açıklamasına işaret ediyor ve çok sayıda kişi bunun 2012'de Dünya'nın yakınından geçeceğini düşünüyor. Ama bu onuncu gezegen muhtemelen Güneş Sistemi'nin içine doğru hareket etmiyor.
Gerçekleşme olasılığı: 0.2/10

26 Eylül 2016 Pazartesi

65 YAŞINDA YÜRÜYEREK DÜNYA TURU




Dünya turu için Çin'den yürüyerek yola çıkan Japon uyruklu Takashita Sokichi, Çorum'un Osmancık ilçesine ulaştı.
Yürüyerek dünya turu yapmak üzere 1 Temmuz 2013'de Çin'den yola çıkan Sokichi (65), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5 aylık süre zarfında Çorum'a ulaşatığını söyledi.
Hedefinin İstanbul'a ulaştıktan sonra Avrupa'ya geçmek ve oradan da önce Afrika'ya, sonra da Güney Amerika'ya gitmek olduğunu anlatan Sokichi, turunu, 2015 yılının Haziran ayında Kolombiya'da tamamlamayı planladığını ifade etti.
Asya'dan Amerika kıtasında kadar yaklaşık 15 bin kilometre yol kat edeceğini belirten Sokichi, Türkiye'den Avrupa'ya geçeceğini ve İspanya'ya kadar yürüyerek gittikten sonra gemi ile Cebelitarık Boğazı'ndan Afrika'ya geçeceğini söyledi.
Hedefinin, Güney Amerika ülkesi olan Kolombiya olduğunu belirten Sokichi, daha sonra da Arjantin'e kadar yeni bir yürüyüşe başlamayı hedeflediğini kaydetti.
Yürüyerek dünya turunu tamamladığında, uzun yıllardır hayal ettiği rüyasını gerçekleştirmiş ve oldukça iddialı bir iş başarmış olacağını dile getiren Sokichi, şöyle konuştu:
"Bu benim rüyam, en büyük iddiamdır. Hedefim tek başıma bütün dünyayı yürüyerek gezmek. Aylardır yollardayım, birçok ülkeden geçtim. Günlerce uyumadan, yolculuğuma devam ettim. Yorulduğumda çadırımda çok az uyuyorum. Bazen çok soğuk oluyor, üşüyorum ama hedefime ulaşmak için buna katlanıyorum. Yolculuğumun en güzel zamanı Türkiye'de geçiyor. Türkleri ve Türk çayını seviyorum. Onlar da beni, Japonları sevdiğini belirtiyorlar. Çünkü iki ülke arasında sıkı bir dostluk var."
"Türkiye'de herkes beni misafir etmek, bir şeyler ikram etmek istiyor" diye konuşan Sokichi, "Bu da benim yolculuğumun güzel yanı. Güzel dostlar ediniyorum ve onların fotoğrafını çekiyorum. İstanbul'dan Yunanistan'a geçeceğim. Sonra İtalya, Fransa, İspanya ve Cebelitarık üzerinden Fas'a gideceğim. Afrika turundan sonra da Kolombiya'ya gidip Güney Amerika turu yapacağım" ifadelerini kullandı.

PETROLÜN TÜKENMESİNE SENELER KALDI; PEKİ SONRA NE OLACAK?



Dünyanın önündeki en büyük problemlerden birisi kuşkusuz tükenen enerji kaynakları. Birçok savaşın sebebi, birçok dengenin temel unsuru petrol, 21. yüzyılda tükenecek. En az 3 bin ürünün doğrudan, binlerce ürünün de dolaylı olarak hammaddesini, katkı maddesini oluşturan bu ürünün bitmesinin de, dünyanın tüm dengelerini değiştirecek bir etki yaratacağı şüphe götürmez.
Türkiye için konuşmak gerekirse, 1950 yılında fosil yakıtların (petrol, doğal gaz ve kömür) ülke içi toplam üretimdeki payı %2, tüketim içerisindeki payı %2,5 düzeylerindeydi. 2008 yılına gelindiğinde ise sırasıyla üretim ve tüketim payları %19,8 ve %97,2 şeklinde olmuştur. Karşımızdaki sorunun ciddiyeti bu oranla çok rahat anlaşılabilir.
Birçok sektörü derinden etkileyecek, tüketim alışkanlıklarını değiştirebilecek radikal yeniliklere yol açabilecek bu ciddi olay ne zaman gerçekleşecek?
Petrol ne zaman bitecek?
Günümüzdeki verilere göre, günde ortalama 85 milyon varil petrol tüketiliyor. Bu tüketim oranı ise, her yıl artarak ilerliyor.
1996 yılı rakamlarına göre; kömürün 235 yıl, petrolün 43 yıl, doğalgazın ise 66 yıl sonra tükeneceği tahmin edilmekteydi. Günümüz öngörüleri ise, 1940’lı yılları işaret ediyor. Yeni keşfedilen rezervler, çıkarılması yüksek teknoloji ve maliyet gerektiren bilinen rezervler ise son günün tarihini değiştiren faktörlerden.

DEPREM ÖNCESİ VE SONRASI YAPILMASI GEREKENLER...


DEPREM ÖNCESİNDE
  • Öncelikle yaşadığınız yerleşim biriminin deprem tehlikesi hakkında doğru bilgileri ilgililerden öğrenin.
  • Aile bireyleri arasında olağanüstü bir durumda nasıl davranacağınızı konuşun.
  • Her odada üzerinize bir şeyin düşmeyeceği sağlam bir yer seçin.
  • Yere yatma, başını koruma ve bir şeye tutunmayı öğrenin ve çocuklarınıza da öğretin.
  • Kitaplık, yüksek mobilya gibi kolay devrilebilir eşyalar ile ağır eşyaları duvarlara veya döşemeye sıkıca bağlayın, tablo, gardrop gibi eşyaları sabitleştirin ve üzerinize devrilmeyecek şekilde yerleştirin.
  • Mutfak dolapları gibi kırılabilecek eşyalarınızı koyduğunuz dolaplarınıza sağlam kilitler takın.
  • Olağanüstü birdurumda hemen kullanabileceğiniz el feneri, radyo ve yedek pilleri, ilkyardım çantası ve gerekli ilaçlarınızı, iş eldivenini önceden çantaya koyup, kolayca ulaşabileceğiniz bir yerde bulundurun.

BENİM HAYATIM YÜRÜMEK

Jean Beliveau
Belivau-attorno-al-mondo
                Yürüyüş yapmak biz insanoğlunun milyonlarca yıldır gerçekleştirdiği bir eylemdir. İlk zamanlarda bunu eşya taşımak, daha etkin enerji kullanmak gibi sebeplerle yapmış olsak da ilerleyen zaman içinde sıcak iklimlere ulaşmak, seyahat etmek, haber taşımak, arkadaşlarımızı ziyaret etmek, spor, sağlıklı yaşam, kilo vermek veya sadece kafamızdaki sorunlardan uzaklaşmak gibi bir çok farklı sebeple yürümeye devam ediyoruz.
Peki benim bu durumda konumum ne? Bu sorunun cevabı ve en büyük sebebi ise mesleğimden kaynaklanan durumum sanırım… Emekli Asker (Retired Soldier), Komando(Ranger), İz Sürücü (Stalker) olmam en büyük etken …
Macerayı sevmem, Yeni yerler Görme İsteğim, Kimsenin Gitmediği Yerleri Görmek Arzum, İçimde Genlerimde Bulunan Kaşiflik Özelliim, Özgür Bir Hayat (Free Life) Tarzım Olması…
Ancak Üzüldüğüm Bir Nokta… Yuvamız Olan Dünyanın, Biz İnsanlar Tarafından Kendi Evimizi Yıktığımız, Tarumar Ettiğimiz, Yaşanmaz Bir Hale Getirdiğimizi Görmem… Yakında Bu Bu Ev Dünya Yaşanmaz Bir Hale Gelecek…
DOĞA İNSANSIZ YAŞAR AMA İNSAN DOĞASIZ ASLA
işte bu yüzden yürümek İstiyorum… Bir Farkındalık Oluşsun Diye… Yoksa İnsanlar, Gelecekte Bir Yuva Bulamayacak…
Sayılarla Yürüyüş
– Ortalama yürüme hızı saatte 5 kilometredir. (km/saat)
– Şehirdeki ortalama bir blok yaklaşık 200 adım mesafeye sahiptir. (s)
– 20 dakikalık veya kabaca 2,000 adımlık bir yürüyüş yaklaşık 1,5 km mesafeyi kapsar.
– Dünya’nın çevresi yaklaşık 40.075 km ve ortalama yürüyüş hızı ise yaklaşık 4 km’dir. Bir insanın Dünya’nın çevresini yürümesi için hiç durmadan 417 gün yürümesi gerekir.
– Dünya çevresindeki en uzun yürüyüş eski bir neon-tabelası satıcısı olan Jean Beliveau tarafından yapılmıştır. 64 ülke geçerek toplam 75.000 km (evet yetmiş beş bin kilometre) yol yürümüştür. Bu yolculuk Jean’ın 11 senesini almıştır.

İNSAN VÜCUDU ve LİMİTLERİ NELERDİ?


Beynimizin depolama kapasitesi ne kadardır?
1.Beynimizin depolama kapasitesi ne kadardır?
100 Terabyte
Northwestern Üniversitesi’den psikolog Paul Reber “İnsan beyninde yaklaşık 100 milyar nöron bulunuyor. Bu nöronların her biri ortalama 1000 bağlantı kuruyor ve bu da yaklaşık 1000 potansiyel sinaps anlamına geliyor. Verilerin depolandığı bu sinapsların toplam sayısına baktığımızda 100 trilyon veri noktasına yani kusursuz işlenen bu bağlantılar beyinde 100 TB’lık bir depolama alanına ulaştırıyor.”
2. Vücudumuzun dayanabileceği en yüksek ateş kaç derecedir?
Vücudumuzun dayanabileceği en yüksek ateş kaç derecedir?
41 Derece
Prof. Ahmet Karadeniz “Ateşin yükselmesi vücudun doğal bir savunma yöntemi. Genel olarak vücudun ısısının yükselmesiyle birlikte bakterilerin optimum yaşama ısıları değişir. İstedikleri ısıyı bulamadıkları için de ölürler. Ama ateş 42 dereceyi bulduğu zaman insanın kendi vücut proteinleri de yumurta akının katılaşması gibi bozulmaya başlar.”
3. Kulaklarımızın erişebileceği en hassas ses düzeyi kaçtır?
Kulaklarımızın erişebileceği en hassas ses düzeyi kaçtır?
100 000 Hertz
İnsan kulağı 20 Hertz(R&B konserindeki bas gitar) ile 20 000 Hertz(sivrisinek vızıltısı) arasındaki sesleri duyabildiği düşünülüyordu fakat su altındaki dalgıçların işitme testlerini yapan bir araştırmacı dalgıçların 100 000 Hertz’e kadar ki frekansları algılayabildiğini gördü. Araştırmacıya göre ses, kafa kemikleri üzerinden titreşim halinde direk beyne ulaşıyor.
4. Sadece su içerek kaç gün aç kalınabilir?
Sadece su içerek kaç gün aç kalınabilir?
56 Gün
Vücut ağırlığınızın yüzde 30’unu kaybedin, her an ölebilirsiniz, ama açlıktan önce olasılıkla bir hastalık yüzünden.
Dünyada doktorlar bir insanın aç kalarak ama su içerek 56 güne kadar yaşayabildikleri konusunda hem fikir. Vücudumuzdaki yağ miktarı, metabolizma hızı, hava sıcaklığı ve kararlılık bu sürede en belirleyici etkenler.
5. Koşarak ulaşabileceğimiz en yüksek hız ne kadardır?
Koşarak ulaşabileceğimiz en yüksek hız ne kadardır?
100 Metre / 9.48 Saniye
Kısa mesafe koşucusu Usain Bolt 2008’deki olimpiyatta 100 metreyi 9.58 saniyede koşunca ‘Bir insanın ulaşabileceği en yüksek hız bu mudur?’ sorunu merak eden araştırmacılar elde ettiği sonuçlar çerçevesinde bir gün birinin 100 metreyi 9.48 saniyede koşabileceği sonucuna ulaştılar.
6. En yüksek kan kaybı sınırı yüzdesi nedir?
En yüksek kan kaybı sınırı yüzdesi nedir?
%40
Kanınızın yüzde 30’u akıp gitse de yaşarsınız. Yüzde 40’a ulaşırsa acil kan nakline ihtiyacınız olur.
7. Alabileceğimiz en yüksek kilo ne kadardır?
Alabileceğimiz en yüksek kilo ne kadardır?
635 Kg
Obezite merkezinde doktor olan Gregg Kai Nishi ” Normal bir insan 5G kuvvete dayanabilir sonraki kuvvetlerde bayılır. Bu da 350 kg ağırlığında olmaya denktir. Bunun üstüne çıkan insanlar genelde yaşamıyor.”
Gelmiş geçmiş en kilolu insan olarak kayıtlara geçen Jon Brower Minnoch yaşayıpta 635 kiloya çıktığını görmüş tek insan. 1983 yılında 42 yaşında hayata gözlerini yummuştur.
8. Su içmeden kaç gün yaşayabiliriz?
Su içmeden kaç gün yaşayabiliriz?
7 Gün
Bir çok kaynakta “Avustralyalı bir genç 1 Nisan 1979 da tutuklanmış, hücreye konulmuş ve 18 gün orada unutulmuş. Bulunduğunda susuzluk ve açlıktan ölmek üzereymiş.” bilgisi mevcut. İngilizce kaynaklara baktığımızda gencin susuzluğunu gidermek için duvardaki fayanslarda biriken nemi yalayarak hayatta kalmayı başardığı söz konusu.
Günde kaybettiğiniz yaklaşık bir litre suyu yerine koymazsanız, bir haftadan fazla dayanamazsınız.
9. Oksijen desteği olmadan çıkabileceğimiz en fazla yükseklik ne kadardır?
Oksijen desteği olmadan çıkabileceğimiz en fazla yükseklik ne kadardır?
8.848 Metreden Biraz Fazla
Dünyanın en yüksek dağı olan 8.848 metrelik Everest’in zirvesine tırmanma denemeleri bir çok kez haberlere konu olmuş ve bu başarıya ulaşanların geneli oksijen desteği alarak amaçlarına ulaşmıştır.
1981’de 14 bilim adamı oksijen desteği olmadan Everest’e tırmanmaya çalıştı. Ama içlerinden sadece ikisi zirveye ulaşma başarısı gösterdi. Vardıkları sonuç bir insanın irtifa toleransı Everest’in yüksekliğinden sadece biraz fazla.
10. Gözlerimiz ayırt edebildiği en fazla renk sayısı kaçtır?
Gözlerimiz ayırt edebildiği en fazla renk sayısı kaçtır?
1 Milyondan Fazla
Ortalama bir insan gözü yaklaşık 900 bin rengi ayırt edebiliyor. Tetrakromat denen ve insanoğlunun son bin yıldaki en büyük evrim aşaması olarak gösterilen özelliği (tetrakromasi) sahibi insanlar, dört renk tayfında yani normal bir insandan daha fazla renk görüyorlar. Bunun sebebi de gözde normal insanda üç olan yerine dört tane yüksek duyarlıklı ışık alıcısı hücre tipi bulunması.
Şimdiye kadar iki veya üç kişi potansiyel tetrakromatlar olarak tanımlandı. Eğer üç daireyi de aynı renkten noktalarla dolu görüyorsanız normalsiniz. Farklı bir şey (örneğin her dairenin içinde farklı renklerde harfler) görüyorsanız tetrakromat olabilirsiniz.

25 Eylül 2016 Pazar

DOĞAL HAYATI KORUMA ve DOĞADA HAYATTA KALMA TEKNİKLERİ



Su Bulmak
Hayatta kalma mücadelesinde su kadar önemli başka bir şey
yoktur.Vücudumuzun % 70 sudur.Bir insan düzenli ve minimum miktarda su almaz
ise , o insanın hızlı ve verimli olmasını bekleyemezsiniz.Bir insanın iklime,doğadaki
aktivitesine ve ortam ısısına bağlı olarak minimum hergün 2.5 lt su içmesi
gerekmektedir.İçtiğimiz su dışkı ,idrar,vücuttan ve akciğerlerden çıkan nem sonucu
kaybedilmektedir.Bu miktar hergün tekrar tamamlanmak zorundadır.Yemek yemeden
bitkin vaziyette 30 gün dayanabilirsiniz ama su içmeden( bu süre ortama bağlı olarak)
7- 10 gün dayanabilirsiniz.Bu süre sonunda ölüm kaçınılmazdır.Aşağıda sıralanan
önerileri su temin edinceye kadar (vücudumuzda mevcut suyu korumak için)
uygulamalısınız.
1. Su kaybını önlemek ve güneşten yanmamak için vücudu ve derimizi örtmemiz
gerekmektedir.
2. Günün en sıcak saatlerinde aşırı çalışmadan kaçının.Yürümeniz zorunlu ise bunu
acele etmeden yapın.
3. Suyunuz yoksa yemek yemeyin. Konuşarak ağzınızın ve boğazınızın kurumasına
neden olacağınızdan bundan sakının.
4. Mevcut suyunuzu akşam serinliğinde veya gece küçük yudumlarla için.
5. Çevrenizde deniz suyu veya içilmez su varsa elbiselerinizi ıslatın.Bu işlem sizi
serin tutar ve terlemenizi engeller.
6. Alkol ve sigara içmeyiniz.
Uzun süre dayanmanız suyun olmasına bağlıdır.Planlarınızı su temini
üzerine yapmalısınız.Suyu temin ettikten sonra diğer konulara başlayın. Dikkat
edeceğiniz önemli bir hususta susuz kalmamak için kesinlikle durgun ve pis yüzey
sularını arındırmadan içmeyiniz.Bu sular sizde hastalık yapacak bakterileri ihtiva
eder.Asla sağlığınızı tehlikeye atmayın.Susuzluk hızlı bir ölüm ise,pis suları içmek
yavaş bir ölümdür.Bulabildiğiniz tek su kaynağı pis su ise,ne kadar susuz dahi
olsanız filitre etmeden ve arındırmadan içmeyiniz. 

YÜRÜYEREK DÜNYA TURU YAPAN 6 SEYYAH...


Hiç ara vermeden, yürüyerek Dünya turu yapmak başlı başına zorlu ve uzun bir süreç. Bir takım sebeplerden yürüyerek seyahatler kesintiye uğrasa da rotanın devamlılığını sağlayıp turu başarıyla bitiren seyyahların sayısı azımsanmayacak kadar çok. Yürüyerek Dünya turu yapmak kaba bir hesapla 20 milyon adım atmak anlamına gelir. Sadece adım atmak yetmez tabii ki. Yürüyerek Dünya Turu ciddi bir ruhsal ve fiziksel dayanıklılık, azim ve kararlılık gerektirir.
Dünya turuna çıkmak harika bir deneyim, Yürüyerek Dünya Turu yapmak bambaşka bir macera. Ülkemiz için yürüyerek seyahat etmek yepyeni bir kavram olsa da Dünya çapında bunu başaran çok fazla seyyah vardır. Hiç ara vermeden, yürüyerek Dünya turu yapmak başlı başına zorlu ve uzun bir süreç. Bir takım sebeplerden yürüyerek seyahatler kesintiye uğrasa da rotanın devamlılığını sağlayıp turu başarıyla bitiren seyyahların sayısı azımsanmayacak kadar çok. Yürüyerek Dünya turu yapmak kaba bir hesapla 20 milyon adım atmak anlamına gelir. Sadece adım atmak yetmez tabii ki. Yürüyerek Dünya Turu ciddi bir ruhsal ve fiziksel dayanıklılık, azim ve kararlılık gerektirir.
Katedilen mesafe ve geçilen kıtalarla ilgili sert kuralları aşabilen bir grup seyyah yasal olarak Yürüyerek Dünya Turu yapan kişiler arasına adını yazdırmayı başarmış olsa da bir çok bilinmeyen seyyah kişisel cesaretleri ve başarıları ile Dünya’yı adım adım dolaşmaya devam etmekte.
Yürüyerek Dünya turu yapanlar arasında hikayeleri ve başarıları ile dikkat çeken 6 seyyahı sizler için araştırdım, yazdım.